Danıştay Dördüncü Daire

Tebliğin hatalı olduğu ileri sürülerek şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına başvuru sonucunda açılan davanın, söz konusu talep düzeltme hükümleri kapsamında bulunmadığından, reddi gerekir. 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinin (J) bendinde, Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlere karşı açılacak davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görüleceği hüküme bağlanmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Vergi Hatalarım Düzeltme başlıklı bölümünde yer alan 116. maddesinde, "vergi halası" vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi ve alınması şeklinde tanımlanmış, 117. maddesinde "hesap hataları" matrah hataları, vergi miktarında hatalar ve verginin mükerrer olması halinde de sayılmış, 118. maddesinde ise "vergilendirme hataları" mükellefin şahsında hata, mükellefiyette hata, mevzuda hata, vergilendirme veya muafiyet döneminde hata olarak belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; davacının, 1981 ve 1982 yılları muhtelif aylara ait muhtasar beyannamelerin verilmediği sebebiyle Takdir Komisyonu kararma göre yapılan cezalı tarhiyata ait ihbarnamelerin 18.12.1984 tarihinde tebliği üzerine 2801 sayılı Yasadan yararlanmak üzere üzere başvurduğu ve bu talebin reddedildiğin! ise ödeme emrine açtığı dava sırasında haberdar olduğunu bu nedenle ihbarnamelerin yeniden tebliği gerektiği ileri sürülerek Maliye Bakanlığına yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından ileri sürülen bu iddialar anılan maddelerde yer alan vergiye ait hesaplarda ve vergilendirmede hata kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle, düzeltme hükümleri kapsamında bulunmayan istemin reddine ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca tesis edilen işlemde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi.