Danıştay Üçüncü Daire
Kollektif şirket adına kesilen cezaların her ortağın hukukunu etkilemesi yönünden, bu cezaya karşı ortakların herbiri iptal davası açabilir. Davacının ortağı bulunduğu kollektif şirketin 1982 dönemi hesaplarının incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme raporuna dayanılarak davacının 1/2 hissesine göre salınan gelir ve mali denge vergisi ile şirket adına kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; kaydi envanter farkından saptanan kayıt dışı kömür satışı ile faturasız alıp satılan kiremit ve kireç satışlarından ve vadeli satılan arabadan elde edilen kazancın bir kısminin kayıtlara intikal ettirilmediği, belgesiz giderleri gider yazdığı nedenleriyle matrah farkı saptandığı; matrah farklarının şirket ortağı ........'nin beyan ve ifadesine dayanılarak tesbit edildiği, başka bir veriye dayanılmadığı, ortağının adına saptanan matrah farkından davalı hissesine göre gelir ve mali denge vergisi salınmasında isabetsizlik görülmediği; kollektif şirket adına tek ceza ihbarnamesi ile kesilen ka çakcilık cezasına karşı, şirket yetkililerine dava açılması gerekirken, davacının vergi için düzenlediği dava dilekçesine, şirket adına kesilen cezanın yarışım dahil ederek açtığı davada isabet bulunmadığından cezaya ilişkin davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının, kömür satışlarındaki fire nisbeti, kiremit ve kireç satışlarındaki kar oranı dikkate alınmadan, karşıt inceleme yapılmadan saptanan matrah farkının yemde olmadığı, dava açıldığı sırada şirket tüzel kişiliğinin bulunmadığı, bu nedenle şirket adına kesilen cezayı hisseye göre bölerek dava açtığı, cezaya ilişkin davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. KARAR: Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararının vergi aslına ilişkin kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup Temyiz istemine ilişkin dilekçede bu kısma ilişkin olarak ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısminin bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından bu kısma ilişkin temyiz isteminin reddine ve kararın bu kısminin onanmasına; Cezaya ilişkin kısmına gelince; 193 sayılı Kanun'un 37. maddesinin ikinci bendi ile; kollektif ortaklıklarda ortakların ortaklık karından aldıkları payların şahsi ticari kazanç olarak vergilendirilmesi esası getirilmiş olup; ortakları adına salınacak vergi miktarı üzerinden kesilecek cezanın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 333. maddesi uyarınca şirket tüzel kişiliği adına kesilmesi gerekmektedir. Ancak; kollektif şirketlerde ortaklar şirket alacaklılarına karşı müteselsilen ve bütün malları ile sorumlu bulunduğundan, Türk Ticaret Kanunu'nun 160. maddesi hükmü gereğince herbir ortak ayrı ayrı ortaklığı idare hak ve yetkisinin haiz bulunmaktadır. Bu sebeple kollektif şirket adına kesilen cezanın ödenmesi bakımından ortakların şahsi sorumluluğu bulunduğundan; şirket adına kesilen cezaların her ortağın hukukunu etkilemesi yönünden; şirket adına kesilen vergi cezalarına karşı ortakların her birinin iptal davası açma olanağı bulunmaktadır. Öte yandan olayda; davacının ortağı bulunduğu kollektif şirketin noterden düzenlemeli 23.12.1983 gün ve 47764 yevmiye nolu fesih senedi ile infisah ederek tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılmaktadır. Kollektif şirket adına 1982 dönemi için kesilen cezanın, ceza kesme işleminin yapıldığı 1987 yılında şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle ortaklardan takip ve tahsili yoluna gidileceğinden davacı ortağın hissesine isabet eden cezaya karşı menfaatim ihlal etmesi nedeniyle dava açabileceği cihetle; Vergi Mahkemesi'nce davanın cezaya ilişkin kısminin da esasdan incelenmesi gerekirken ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde yasal isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle cezaya ilişkin temyiz isteminin kabulüne, ceza hakkında yeniden karar verilmek üzere kararın cezaya ilişkin kısminin bozulmasına, oybirliğiyle karar verildi.