Danıştay Dördüncü Daire
Kendine ait biçerdöveri ücret karşılığında başkalarının zirai işlerinde kullanmak, zirai değil ticari faaliyettir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde ticari kazanç, her türlü ticari ve zirai faaliyetlerinden doğan kazançlar olarak tarif edilmiş, aynı Kanunun 52. maddesinde, zirai faaliyetten doğan kazancın zirai kazanç olduğu, zirai faaliyet arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yolları ile veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade edeceği belirtilmiştir. Bu maddenin dördüncü fıkrasında, çiftçiye ait her türlü ziraat makina ve aletlerin başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde çalıştırılmasının da zirai faaliyet sayılacağı hükmü yer almıştır. Uyuşmazlık konuşu olayda, yükümlünün maliki olduğu biçerdöver ile kendi toprağında çiftçilik yapmadığı, yalnızca biçerdöveri ile başka çiftçilerin zirai istihsal işlerinde ücret karşılığı çalıştığı tartışmasızdır. Yukarıda anılan maddede çiftçiye ait her türlü zirai makina ve aletlerden bahsedilerek zirai faaliyet tanımına ayrım getirilmiştir. Yükümlünün gerek vergi dairesine verdiği işe başlama dilekçesi, gerekse beyanname ve eklerinin incelenmesinden çiftçi olmayıp, biçerdöver çalıştırıcısı olduğu saptandığından, yükümlünün faaliyetim zirai faaliyet olarak kabul etmek olanaksızdır. Bu nedenlerle, Vergi Dairesi temyiz iddialarının kabulüne Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, hayat standardı esasına göre yapılan tarhiyatın onanmasına oy birliğiyle karar verildi.