Danıştay Üçüncü Daire
Sermayesinin tamamı kamu idare ve müesseselerine ait iktisadi kamu müesseselerinin 1.1.1986 tarihinden itibaren 193 sayılı Kanun’un 94. maddesinin 8. bendi uyarınca tevkifat yapma zorunluluğu olup, olayda yanılma hali nedeniyle ceza kesilemez. Davacı kurum adına, Nisan 1988 dönemi için 1987 takvim yılında kurum kazancından indirilen sanayi ürünü ihracat istisnası tutarı üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 8. bendi hükmü uyarınca stopaj yapmadığından bahisle ikmalen salınan kurum (stopaj) vergisi ile kesilen kusur cezasını, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’ndan 3239 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucu kar paylarının ortaklarca beyan edilmemesi esası getirilirken, kurumun kurumlar vergisinden muaf veya müstesna tutulan kazançları üzerinden ortaklar ile ilgilendirilmeksizin dağıtılsın, dağıtılmasın nihai olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/A8. maddesine göre vergi tevkifatı mecburiyeti getirildiği, mezkur maddenin uygulanmasında kurumların sermaye durumları ve hukuki yapılarının ödenimi yitirerek tevkifatın bütün kurumlar için nihai bir vergi haline dönüştüğü, bu durumun doğal sonucu olarak 20 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer alan ’sermayesinin tamamı kamu idare ve müesseselerine, ati iktisadi kamu müesseselerinin vergi tevkifatı yapamayacaklarına’ dair açıklamanın 1.1.1986 tarihinden itibare geçerliliğinin kalmadığı, nitekim bu tarihten sonra çıkarılan tebliğlerde bu yolda bir açıklamaya yer verilmediği gerekçesiyle tasdik eden Vergi Mahkemesi kararının; sermayelerinin tamamının devlete ait olduğu, bu durumda ortaklarına dağıtılması gereken kar payı bulunmadığından tevkifat yapılamayacağı ileri sürülerek bozulması istemidir. Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararının vergi aslına ilişkin kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş bulup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısminin bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin vergi aslına yönelik bölümünün reddi ile kararın bu hüküm fıkrasının onanmasına; Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının vergi cezası ile ilgili hüküm fıkrasına gelince; Olayda, 213 sayılı Kanun’un, 2365 sayılı Kanun’un 88. maddesiyle değişik 369. maddesinin 2. bendi hükmü uyarınca ceza kesilmesi mümkün bulunmadığından temyiz isteminin vergi cezasına ilişkin kısminin kabulü ile, kararın bu kısminin bozulmasına, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza kesme işleminin iptaline oyçokluğuyla karar verildi.