Danıştay Üçüncü Daire
Vergiyi doğuran olayı ortaya koyan tesbitlerin bulunmaması halinde olayın tesbitine ilişkin inceleme ve araştırmanın idari yargı yerlerince yapılması mümkün değildir. Olayda, manavlık yapan mükellefin 1985 takvim yılınailişkin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen tutanakta dökümü yapılmak suretiyle perakende satış fişleriyle kimin adına kesildiği belli olmayan veya başkaları adına kesilmiş faturaların mükellef tarafından gider olarak yazıldığı hususu tesbit edilmiş, ancak inceleme raporunda bu tesbit hakkında herhangi bir tenkit ya da matrah farkı hesaplaması yapılmaksızın mükellefin ilgili yıla ilişkin işletme hesabı özetinde yer alan hasılatın ............ Belediye Başkanlığının 27.10.1986 gün ve 684/501 sayılı yazısında açıklanan % 20 kar haddine göre düşük bulunduğundan bahisle, % 20 kar haddi esas alınmak suretiyle yeniden işletme hesabı özeti yapılarak bulunan matrah farkı üzerinden Vergi Usul Kanunu'nun 30/4. maddesi hükmü uyarınca re'sen tarhiyat yapılması önerilmiş olup, tarhiyata karşı açılan dava sonucunda ise Vergi Mahkemesince % 20 kar haddine göre hesaplama tarzı uygun bulunmayarak, inceleme raporuna ekli tutanakla tesbiti yapılan gider belgelerinin bir kısminin usulüne uygun, bir kısminin ise usulüne uygun bulunmadığından bahisle yeniden bir matrah hesaplaması yapılması suretiyle tarhiyatın tadilen onanmasına karar verilmiş bulunmaktadır. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. madesinin 2. fıkrasında 'idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır, idari Mahkemeler, yerin delik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil