Danıştay Dördüncü Daire
Faiz nisbeti açıklanmamış senetlerde yazılı tutarlar, senedin vade tarihindeki değerini ifade ettiğinden, iç iskonto formülüyle değerlenmelidir.
Uyuşmazlık, 31.12.1984 tarihli itibariyle bilançoda yer alan ve üzerlerinde faiz nisbetleri açıklanmamış olan alacak ve tahsil senetleri ile borç senetlerinin reeskont işlemine tabi tutularak değerleme günündeki değerlerine irca olunmalarında uygulanacak yönteme ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme başlıklı birinci kısım ikinci bölümde alacakların değerlemesini açıklayan 281. maddesinde; ’Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir.
Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nisbeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankası’nın resmi iskonto haddi uygulanır’ denilmiş, borçlar için de benzer bir hüküm 285. maddede yer almıştır. Vadesi gelmemiş senete bağlı alacağın reeskont suretiyle değerleme gününün kıymetine indirgenmesi, mukayyet değerle değerleme günündeki değer arasındaki farkın dönem matrahından düşülmesi anlamına taşır. Senetli borçlarda ise durum aksinedir.
Aradaki fark dönem matrahım arttırıcı etki yapar. Öte yandan, senetli alacak veya borcun değerleme gününün kıymetine indirgenmesi değerleme günü ile tahsil veya ödemenin yapılacağı vade gününe kadar geçecek süre ile ilgili faizin, alacak veya borç tutarından indirilmesi demektir.
Bunun için, senette faiz nisbeti açıklanmışsa bu nisbet, aksi halde ise Cumhuriyet Merkez Bankası’nın resmi iskonto hadleri uygulanacaktır. Bu nedenle Vergi Dairesi temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, ikmalen salınan verginin onanmasına, kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine oybirliğiyle karar verildi.