Danıştay Üçüncü Daire
Vergi ihbarları ile ilgili tebliğlerin vekile yapılabilmesi için bu konuda vekaletnamede açık hüküm bulunması gerekir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesinde; tebliğin mükelleflere, bunların kanunî temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı hükme bağlanmıştır. Maddede tebligat yapılacak kimseler arasında mükelleflerin umumi vekilleri de sayılmıştır. Vekalet müessesesi Borçlar Kanunu'nun 386. ve müteakip maddelerinde düzenlenmiştir. Sözü edilen kanunun 386. maddesinde; "Vekalet, bir akiddir ki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresin! veya tekabül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler" hükmü öngörülmüştür. Bu hükümlerin birlikte incelenmesinden; vergi ihbarları ile ilgili bildirimlerin vekile yapılabilmesi için, vekaletnamede, vergi ile ilgili tebliğlerin vekile yapılabileceği hususunda açık hüküm bulunması veya genel olarak vekilin mali konularda her türlü iş ve muameleleri yapmağa, takip ve sonuçlandırmağa yetkili bulunduğuna dair hüküm olması gerektiği anlaşılmaktadır. Olayda; davacının Av. ..........'u umumi vekil olarak tayinine ilişkin 6.1,1984 gün ve 235yevmiye no.lu Genel Vekaletname ile leh ve aleyhte açılmış ve açılacak biçimde dava ve icra takiplerinden dolayı T.C. Mahkemelerinin Meclislerinin, Daire ve Müesseselerinin her kısım ve derecesinde, her sıfat yol ve suretle, temsile, yemin tebliğ kabul ve reddine, tebliğ ve tebellüğe yetki verildiği anlaşılmaktadır. Umumi vekil tayin edilen avukatta genel vekaletname ve verilen genel yetkinin, açılmış ve açılacak davalar ve icra takipleri ile ilgili olarak yapılacak işlemlerle sınırlı olduğu görülmektedir. Mali konularda her türlü iş ve muameleleri yapmağa yetki verildiği söylenemez. Bu bakımdan, davacının umumi vekili olmakla beraber, vergi ihbarı ile ilgili tebliğleri almaya yetkili olmadığı anlaşılan avukat .................'a yapılan tebligat geçersiz olduğundan, ortada kesinleşmiş ve tahsil edilebilir hale gelmiş bir amme alacağının varlığından söz edilemez. Usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen ve henüz kesinleşmeyen vergi ve cezanın tahsili için ödeme emri tebliğinde yasaya uyarlık görülmediği cihetle davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ödeme emrinin iptaline, oyçokluğuyla karar verildi.