Danıştay Üçüncü Daire
Gecikme faizinin yükümlüye ihbarname ile bildirilmesi gerekir. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesinin 5 numaralı bendi, "Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tesbit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarı idarece mükellefe bildirilir." 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 3 numaralı bendi "Vergi Mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 8 numaralı bendi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri geçmiş olanlar, vergi mahkemesi kararma göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir" ve aynı maddenin 3/b bendi "Dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliği tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanun'a göre tesbit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanır. Gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir. Gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirleri nazara alınmaz" hükümlerim taşımaktadır. Madde hükümlerinin birlikte incelenmesinden, vergi mahkemesi kararma göre kesinleşen verginin ihbarnameyle yükümlüye tebliğinin zorunlu olduğu, gecikme zammının yargı organı kararının tebliğ tarihine göre hesaplanacağı ve gecikme faizinin yargı kararının tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği sonuçları çıkmaktadır. Madde, hesaplanacak gecikme faizinin başlangıç tarihini verginin normal vade tarihi olarak, son bulma tarihini de yargı organı kararının tebliğ tarihi olarak saptadığına göre idare, gecikme faizinin hesaplanacağı bütün bilgilere sahip bulunduğundan, 112. maddenin 3/b bendi gereğince gecikme faizi ödenmesi gerektiği hususunun, vergi ihbarnamesi ile birlikte yükümlülere duyurulmalıdır. Esasen yukarıda sözü edilen 112. madde ile ilgili olarak yayınlanan 172 no.lu Genel Tebliğde de, mükelleflerden 112. madde hükmü uyarınca tahsil edilecek gecikme faizi için gerek vergi dairesince yapılan tarhiyatlar üzerine ve gerekse yargı merci kararlar üzerine düzenlenecek olan vergi ihbarnamesinin uygun bir yerine "Normal vade tarihinden itibaren ayrıca gecikme faizi hesaplanacaktır" şeklinde bir kaşe basılacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Olayda Vergi Mahkemesi ve Danıştay Karan üzerine düzenlenen ihbarname ile sadece ödenmesi gereken vergi aslı ile ilgili bildirimin yapıldığı, Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesi hükmü uyarınca ödenmesi gereken gecikme faizi ile ilgili herhangi bir bildirimin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesi hükmü uyarınca, düzenlenen ihbarnamede ödenmesi gereken gecikme faizi ile ilgili herhangi bir bildirim bulunmadığından, gecikme faizinden haberdar edilmeyen Davacının,vadesinde ödemediğinden söz edilemeyeceği cihetle, gecikme faizinin kesinleştiğinden bahisle adına ödeme emri düzenlenmesinde Kanun'a uyarlık görülmediğinden aksi yolda verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.