Danıştay Dördüncü Daire
Uzlaşma Komisyonu, kararlarının da Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tebliği gerekmektedir. Yükümlü şirket adına salınan 1981, 1982 ve 1983 yılları gelir vergisi, mali denge vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasından dolayı şirket ortakları ................. ve .................'ye ait evdeki bazı eşyalar üzerinde uygulanan haciz işlemini; dosyanın incelenmesinden şirketin uyuşmazlık dönemine ait defter ve belgelerinin incelenmesi sonucu düzenlenen rapora dayanılarak şirket adına kaçakçılık cezalı tarhiyat yapıldığı, ........... Defterdarlığının 17.12.1984 gün ve 141 sayılı kararı ile ihtiyati tahakkuk kararı alındığı, ............. Valiliği'nin aynı gün ve sayılı karan ile de ihtiyati haciz kararı alınmasına rağmen şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle kafi haciz uygulanamadığının anlaşıldığı, yükümlü şirketin adresinde bulunamamasından dolayı haczin uygulanamamasını takiben şirketi temsile yetkili ortak ..................'nin 29.12.1984 tarihinde ............... il Uzlaşma Komisyonuna başvurarak uzlaşma talebinde bulunduğu, başvuru üzerine Uzlaşma Komisyonunca şirkete uzlaşma gün ve saatinin bildirilmesine ilişkin yazının, şirketin uzlaşma talep dilekçesinde ve vergi dairesinde bulunan adreslerinde posta ve memur eliyle tebliğ edilememesi üzerine, il Uzlaşma Komisyonunca 7.5.1985 günlü ve 1985/118511861187 sayılı kararlar île yükümlünün uzlaşma talebinde hiç bulunmamış olduğu esasına göre işlem yapılmasına karar verildiği, bu kararı takiben vergi dairesince şirket adına yapılan cezalı tarhiyatın tahakkuk ettiği kabul edilerek tahsil işlemlerine başlandığı ve uyuşmazlığa konu olan haciz işlemlerinin aynı nedene dayalı olarak uygulandığının anlaşıldığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Uzlaşma Talebinin Tetkiki başlıklı Ek5'inci maddesinde, uzlaşma komisyonlarının uzlaşma müzakeresine başlamadan önce yapacağı işlemlerin belirtilerek, talebin usule uygun şekilde yapıldığının anlaşılması halinde, uzlaşma görüşmelerine katılması için mükellef veya cezaya muhatap olana, görüşmenin tarihi ile yapılacağı yer ve saatin yazı ile ve en az 10 gün öncesinden bildirileceğinin hükme bağlandığı, tebliğ esaslarının Vergi Usul Kanunu'nun 93 ve müteakip maddelerinde belirtildiği, uzlaşma komisyonlarınca yapılacak tebliğlerin de Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılmasının gerekli olduğu anılan 93. maddede tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli olarak, adresleri bilinmeyenlere ise ilan yoluyla tebliğ edileceğinin hükme bağlandıktan sonra 103. maddede ise tebliğin ilanla yapılacağı hallerin açıklandığı, olayda ise uzlaşma komisyonunun uzlaşmanın yapılacağı yeri, tarihi ve saati belirleyen yazısının şirkete posta ve memur eliyle tebliğinin mümkün olmaması üzerine ilan yolu ile tebliğine gidilmediği gibi uzlaşma komisyonunun uzlaşma talebinde hiç bulunulmamış sayılmasına dair kararlarının da şirkete ilan yolu ile tebliğ edilmediğinin belirlendiği, 213 sayılı Kanun'da uzlaşma komisyonlarınca gerek uzlaşmanın vaki elması, gerekse temin edilmemesi üzerine vereceği kararların ilgililerine tebliğ edileceğinin açıkça hükme bağlanmış olması ve uzlaşma komisyonlarınca yapılacak tebliğlerin Vergi Usul Kanunu'nun tebliğle ilgili hükümlerine tabi olmadığına dair bir hükmün de kanunda yer almaması sebebiyle uzlaşma komisyonunca yapılacak tüm tebligatların da anılan kanun hükümlerine göre yapılmasının gerektiği, olayda ise bilinen adresine posta ve memur eliyle tebliğ olanağı bulunamayan yükümlü şirkete, uzlaşma komisyonu kararlarının da Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesi gereğince ilan yoluyla tebliği cihetine gidilmesi zorunlu olduğu ve ancak ilanen tebligat üzerine alacağın kesinleştiği kabul edilerek cebren tahsil işlemlerine başvurulması gerekirken, bu zorunluluğa uyulmaksızın yükümlünün uzlaşma isteminde hiç bulunmadığı kabul edilerek vergi alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, kaldı ki yükümlüye 12.3.1986 tarihinde tebliğ edilen ve ödeme emri olduğu ileri sürülen belgelerin de ödeme emri olmayıp takip yaprağı olduğunun anlaşıldığı, bu durumda ise uzlaşma talebinde bulunan ve uzlaşma istemi de yerinde görülerek uzlaşmaya davet edilen, ancak ancak uzlaşmaya davet yazışı Vergi Usul Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmeyen yükümlü şirket adına 6183 sayılı Kanun'da öngörülen ödeme emri ile düzenlenip tebliğ edilmeksizin şirket ortaklarına ait evdeki eşyalar üzerinde uygulanan haciz işleminde yasalara uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararının uzlaşma komisyonlarınca yapılacak tebliğlerde Vergi Usul Kanunu'nun hükümlerine uyulması zorunluluğu bulunmadığı ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.