Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Takdir komisyonlarının matrah takdirlerini V.U.K.'nun 75. maddesiyle verilen inceleme yetkisin! kullanarak yapmaları gerekmekte olup takdir komisyonlarınca yapılmayan söz konusu inceleme idari yargı yerince yapılamaz. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere göre saptanmasına olanak bulunmayan hallerde takdir komisyonlarınca veya inceleme yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarda belirtilen matrah veya matrah farkları üzerinden vergi tarhı yoluna başvurulabilmesi 'için maddede altı bent halinde sayılan nedenlerden en az birinin bulunması yeterli sayılmıştır. Olayda, 30. maddenin (1) ve (3) işaretli bentlerinde yazılı nedenler gerçekleşmiştir. Vergi Usul Kanunu'nun, takdir kararlarında bulunması gereken bilgileri düzenleyen 31. maddesinin 8. bendi ile takdirin dayanakları ve yapılan takdir hakkındaki açıklamaların takdir komisyonu kararlarında yer almaşı öngörülmüş olduğundan, bir olayda sadece re'sen takdir yoluna başvurulması için gerekli koşulların gerçekleşmiş olması, takdir olunan matrahın hukuka 'uygunluğunu kabule yeterli değildir. Nitekim, Vergi Usul Kanunu'nun 75. maddesinin birinci fıkrası ile matrah takdiri yapmakla görevli ve Yasanın 72. maddesinin birinci fıkrasına göre kurulmuş takdir komisyonlarının bu görevleri dolayısıyla yani Yasada yazılı inceleme yetkisin! haiz oldukları kabul edilmiştir. Yasadaki bu düzenlemeler, matrahın defter ve belgeler, ya da yasal ölçülere göre saptanmasına olanak bulunmaması nedeniyle re'sen tarh yoluna başvurulduğunda ve vergi incelemesi yapmaya yetkililerce düzenlenmiş bir inceleme raporu bulunmadığı takdirde matrah tesbiti ile ilgili her türlü incelemenin vergi dairesine ait görevler arasında bulunduğunu göstermektedir. Matrahı, yükümlü kurumdan aldığı kar payı hakkında ilgili vergi dairesi müdürlüğünün verdiği yanlış bilgiyi veri alarak saptayan takdir komisyonu, kararında başkaca bir dayanak göstermemiştir. Vergi Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda tarhiyata kar payı veri alınan kişinin, bu kazancım yükümlü kurumdan değil, paydaşı bulunduğu başka bir kurumdan elde ettiği anlaşılarak tarhiyat kaldırılmıştır. idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin (2) işaretli fıkrasında idari yargı . yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesin! kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri hükme bağlandığından; idari davaların görülmesi sırasında idari mahkemelerin her türlü bilgi ve evrakı isteyerek değerlendirebileceklerim kurala bağlayan aynı Yasanın 20. maddesinin (1) işaretli fıkrası hükmü sadece dava konusu yapılan idari işlemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacım taşımaktadır. Bu işlem yerine nitelik ya da nicelik yönünden farklı bir işlemin uygulanması gerektiği belirlendiği takdirde mahkemelerin, olması gerekeni hüküm altına almaları 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinin (2) işaretli fıkrasında yazılı kurala aykırı olacaktır. Bu nedenlerle, Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesiyle 72, 74 ve 75. maddelerinden dolayı vergi idaresi tarafından yapılması gereken işlemlerin vergi mahkemesi tarafından yapılıp sonucuna göre tarh matrahının belirlenmesi, idari Yargılama Usulü Kanunu'nun idari yargı yetkisinin kullanımına çizdiği çerçeveye aykırıdır. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne olanakgörülmediğinden istemin reddine, oyçokluğu ile karar verildi.