|
Dairesi
Nezdinde inceleme yapılan vergi mükellefi veya yetkili adamının inceleme sonunda düzenlenen tutanağı imzadan imtina etmesi tutanağın geçersiz sayılmasın) gerektirmez.
|
|
Karar No
1989/1068
|
|
Esas No
1988/2277
|
|
Karar Tarihi
11-04-1989
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
Nezdinde inceleme yapılan vergi mükellefi veya yetkili adamının inceleme sonunda düzenlenen tutanağı imzadan imtina etmesi tutanağın geçersiz sayılmasın) gerektirmez. Yaş meyve ve sebze ticareti ile iştigal eden davacı adına, müstahsile yaptığı ödemelerden tevkifat yapmadığı gerekçesiyle re’sen salınan gelir vergisi ile kesilen kaçakçılık cezası, uyuşmazlığın konusunu teşkil etmektedir. Davacının inceleme elemanlarınca yapılan tebligata rağmen ilgili dönem defter ve belgelerim ibraz etmemek suretiyle yasal ödevini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Defter ve belgelerini, Vergi Usul Kanunu’nun 253. maddesine göre beş yıl süre ile muhafaza ve 139. maddesine göre de istendiğinde ibraz mecburiyetinde olan davacının, nereye kaldırıldığım bir türlü bulamadığından bahisle ibraz edemediğine ilişkin beyanının haklı bir mazeret olarak kabulü mümkün bulunmadığına göre matrahın re’sen takdirinde isabetsizlik yoktur. Öte yandan davacının, banka hesabinin kendi ticarî faaliyetini ilgilendirdiğim, peşin alışverişlerin bir kısminin bu hesaba geçtiğini, bu hesaptan günü birlik borç alma ve vermeler île bankalar arası işlemlerin de yapıldığım, ancak 1985 yılı içinde bunların tutarının en çok 7.500.000, TL. olduğunu, geri kalan tüm havalelerle yatırılan yaş meyve ve sebze komisyonculuğu faaliyetiyle ilgili bulunduğunu, 1985 takvim yılma ait hasılat kayıtlarına intikal ettirilmeyen 32.805.606, liralık miktar için müstahsil makbuzu düzenlenmediğim ve zirai gelir vergisii tevkifatı yapmadığım beyan ettiği ve fakat tutanağı imzadan çekindiği inceleme raporuna ekli 14.10.1986 günlü tutanağın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Sözü edilen tutanak görevli memurlarca düzenlenmiş olup resmî belge niteliğini taşımaktadır. Aksi sabit oluncaya kadar resmî bölgelerdeki bilgilere göre işlem yapılması zorunludur. Olayda, gıyabında düzenlenmiş bulunduğu yolundaki davacının soyut iddiasına bakarak tutanağı geçersiz saymak mümkün görülmemiştir. Vergi Usul Kanunu’nun 141. maddesinin ikinci fıkrasında, «ilgililer tutanağı imzalamaktan çekindikleri takdirde tutanakta bahis konusu edilen olaylar ve hesap durumlarım ihtiva eden defter veya vesikalar nezdinde inceleme yapılandan rızasına bakılmaksızın alınır ve inceleme neticesinde tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar kesinleşinceye kadar geri verilmez.» hükmü yer almaktadır. Görüldüğü gibi imzadan çekinmek, tutanağın geçersiz sayılmasını gerektiren bir neden olarak kabul edilmemiştir; zira aksi düşüncenin kabulü, imzadan çekinmeyi vergiden kurtulmanın bir yolu haline getirir. Bu durum karşısında, imzadan çekinmiş olması nedeniyle bankada adına gelen havale ve yatan paraların ticarî hasılatına dahil bulunduğuna dair beyanın davacıya ait olmadığı gerekçesine dayanan mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir. Sonuç olarak haklı bir sebep göstermeksizin defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacının beyanına dayanılarak hesaplanan matraha göre salınan gelir (stopaj) vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi karannın bozulmasına, 2577 sayılı idarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın reddine oyçokluğu ile karar verildi.
|
|