Danıştay Dördüncü Daire 

Vergilerde gecikme faizi uygulaması yasada bu konuda açık bir hükmün varlığı durumunda söz konusu olur. Aleyhte olan yasanın geriye yürümemesi temel hukukî ilkelerden olması nedeniyle yasa koyucunun iradesi aşılarak vergi dairesince gecikme faizi uygulaması yapılmasında isabet yoktur. Ortağı bulunduğu komandit şirketin 1980 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucunda komanditer ortak muris adına hissesi oranında salınan gelir vergisinin varisleri tarafından dava edilmesi sonucunda tarhiyatın değişiklikle onanmasına ilişkin mahkeme kararı üzerine değişiklikle onanan miktar üzerinden ihbarnamelerle istenen vergi ve tahakkuk ettirilen gecikme faizinin yasal ve ek sürelerde ödenmemesi nedeniyle varisler adına düzenlenip bildirilen ödeme emrine yönelik davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinin 2791 sayılı Kanunla değişik 3. bendinde, vergi mahkemesinde dava açma dolayısıyla 2577 sayılı yasanın 27/8. maddesi gereğince tahsili durdurulan vergilerden taksit süreleri gelmiş olanların vergi mahkemesi kararma göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, açtıkları dava sonucunda haksız çıkan mükelleflerin ihtilaflı kısmı kesinleşen ve ödenmiş olan miktar üzerinden, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin son gününü takip eden aybaşından itibaren 6183 sayılı Kanun'a göre tesbit edilen tecil faizi oranında bir faizi de aynı süre içinde ödemek mecburiyetinde oldukları hükme bağlandığı, 1.1.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2791 sayılı Kanun'la Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesine eklenen yeni fıkralarla tarhiyata karşı açılan davalar nedeniyle tahsilatın kendiliğinden durmasının karşılığı olarak haksız çıkan yükümlülerden, dava yoluna başvurma süresinin son gününü izleyen aybaşından başlayarak tahsilata kadar geçen süre için ayrıca gecikme faizi tahsil edilmesi öngörüldüğü, ancak hem 2791 sayılı hem de 3239 sayılı Kanun'la aynı maddeye getirilen 11.1.1986 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenlemelerde, bu Kanun'ların yürürlük tarihlerinden önceki tarihlerde yaratılmış vergi uyuşmazlıkları hakkında da gecikme faizi uygulanmasına olanak verebilecek her hangi bir hüküm yer almadığı, Anayasa'nın vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin Kanun'la konulup, değiştirilip kaldırılmasının da Kanun'la olacağına ilişkin 73. maddesinin 3. fıkrasının sonucu olarak, vergi benzeri mali yüküm olduğunda kuşku bulunmayan gecikme faizi uygulanmasının; yürürlüğe konulduğu tarihten önce açılan vergi davalarına yaygınlaştırılması, davanın açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı kuralına aykırı olacağı, dava sonunda karar içeriğine göre sadece vergi ve ceza ödemek zorunda kalınabileceğini bilen davalara; usul hükmü olarak nitelendirilemeyecek olan hükümle dava sonunda ayrıca bir de gecikme faizi ödemek gibi yeni hüküm getirilmesi, yasada geriye yürür açık ve özel bir kuralın varlığı halinde söz konusu olacağı, böyle bir düzenleme getirmeyen yasa yapıcının iradesi aşılarak gecikme faizi uygulanmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul ederek gecikme faizine ilişkin ödeme emrini iptal eden ........ Vergi Mahkemesi kararının 2791 sayılı ve 1.1.1983 günlü yürürlüğe giren yasa ile 3239 sayılı ve 1.1.1986'da yürürlüğe giren yasaların yürürlüğe girdikleri tarihler nazara alınarak değişiklikle onayan vergiler için gecikme faizi uygulandığı belirtilerek bozulması ve yasal olduğu savunulan ödeme emrinin onanması isteğinin reddine oybirliğiyle karar verildi.