Danıştay Dördüncü Daire
Sosyal Sigortalar Kanunu'na aykırı davranışlar nedeniyle ve bu Kanunu uyarınca müeyyide olarak ödenen gecikme zammının, safi kazancın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün değildir. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinin ikinci fıkrasında, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazancın saptanmasında indirilecek giderleri düzenleyen 40. maddesinin 1. bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderlerin indirilmesinin kabul edileceği, 41. maddesinin 5. bendinde ise, bu türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider yazılamayacağı açıklanmış, aynı maddenin parantez için hükmünde, akitlerde cezai şart olarak derpiş edilen tazminatların cezai mahiyette tazminat sayılmayacağı belirtilmek suretiyle anılan bentte yer alan kurala açıklık getirilerek hükmün nasıl anlaşılması gerektiği konusunda ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır. Buna göre münhasıran sözleşmeler cezai şart olarak konulan tazminatlar girişimcinin kişisel suçlarından doğan tazminat olarak kabul edilemeyecektir. Başka bir anlatımla, bahsi geçen suç kavramı Türk Ceza Kanunu'nda ve cezai hükümler içeren diğer özel ceza yasalarında tanımlanan anlamda kullanılmamıştır. Bu itibarla, maddede belirtilen 'suç' kavramım dar anlamda değerlendirmeyip kamu hukuku kuralı niteliğindeki hükümlerin ihlali olarak anlamak gerekir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, ihtiva ettiği kurallar itibariyle kamu hukuku alanında yapılmış bir düzenleme olduğunda kuşku bulunmayan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine aykırı davranmaları nedeniyle yine aynı Kanunla müeyyide olarak öngörülen gecikme zammını ödemek zorunda kalan yükümlülerin, ödedikleri bu tutarları safi kazancın saptanmasında gider olarak kaydetmelerinin, yasa koyucunun amacına uygun olmadığı ve aksinin kabulü halinde başka bir kanunda yer alan kamu hukuku kuralı niteliğindeki hükümlerin ihlalinin vergi kanunlarıyla teşvik edilmiş olacağı ve bunun da hukuk sisteminin bütünlüğü içerisinde kabulünün mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödenen gecikme zamları ile faizlerinin ticari kazancın saptanmasında gider olarak kabulüne olanak bulunmadığından temyiz isteminin reddine çoğunlukla karar verildi.