|
Dairesi
İpotekli bir gayri menkulün ipotek borcundan dolayı icra yoluyla satılması ve gayri menkulün lehine ipotek tesis edilen tarafından salın alınması halinde maliyet bedelinin nasıl hesaplanacağı hk.
|
|
Karar No
1988/646
|
|
Esas No
1987/1828
|
|
Karar Tarihi
08-03-1988
|
|
|
Danıştay Yedinci Daire
İpotekli bir gayri menkulün ipotek borcundan dolayı icra yoluyla satılması ve gayri menkulün lehine ipotek tesis edilen tarafından salın alınması halinde maliyet bedelinin nasıl hesaplanacağı hk. İcra yolu île satın aldıkları gayri menkulün satışından elde ettikleri karı, sözü edilen taşınmazın maliyet bedelini yüksek göstermek suretiyle, düşük gösterdiklerinin inceleme sonucunda tesbit edildiğinden bahisle yükümlü kurum adına kaçakçılık cezalı olarak salınan banka ve sigorta muameleleri vergisinin; uyuşmazlığın, ipotekli bir gayri menkulün ipotek borcundan dolayı icra kanalı ile satılması ve gayri menkulün ipotek borcundan dolayı icra kanalı ile satılması ve gayri menkulün, lehine ipotek tesis edilen alacaklı tarafından satın alınması halinde, maliyet bedelinin ne şekilde hesaplanacağım, diğer bir ifade ile icraya ödenen alış bedelinin dışında, taşınmaz üzerinde bulunan ipotek tutamın da maliyet bedeline dahil edilip edilmeyeceği noktasından doğduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 269. maddesinde iktisadi işletmelere dahil gayri menkullerin maliyet bedelleri ile değerleneceğinin hükme bağlandığı, maliyet bedeline giren giderlerin neler olduğunu açıklayan 270. maddesinde ise, icradan satın alınan taşınmazın satışına sebep olan ipotek borcuna yer verilmediği, diğer taraftan, Medeni Kanun’un 796811. maddelerinde, ipoteğin nasıl ve ne şekilde tesis edileceğinin ve kaldırılacağının, icra iflas Kanunu’nun 148/153. maddelerinde de ipoteğin nasıl paraya çevrileceğinin ve sonuçlarının düzenlendiği, Medeni Kanun hükümlerine göre,borçlunun borcunu ödememesi halinde, alacaklının alacağına karşılık, ipotekli menkulü temellük etmesinin mümkün olmadığı, ancak icra kanalı ile ipotekli gayri menkulün satılmasını isteyebileceği ve icraca yapılan satış neticesinde satış bedelinden alacağım tahsil edebileceği, icra iflas Kanunu’nun 152. maddesi hükmüne göre de, ipoteğin paraya çevrilmesinde, satış bedelinin ipotekli borcu karşılamaması halinde, alacaklıya, kalan alacağı için bir belge verileceği ve alacaklının bu belge ile, borçlunun diğer mallarım haczettirerek veya iflasım isteyerek alacağının tahsili cihetine gidebileceği, ipotekli gayri menkulün, icra yoluyla alacaklısı tarafından satın alınmış olmasının durumda bir değişiklik yaratmayacağı, olayda da,üzerinde yükümlü kurum lehine ipotek tesis edilmiş bulunan gayri menkulün 1.616.000.000 liralık ipotek teminatlı kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile ve icra kanalı ile 622.000.000 liraya yükümlü kurumca, icraya yapılan ödemenin dışında, ipotekli alacak silinmiş olsa bile, taşınmazın maliyet bedelinin icraya ödenen meblağ olduğunun kabulü gerekeceği, zira icraya tahsil edilerek, ipotek teminatlı alacaklıya ödenen satış bedelinin alacağı karşılamaması halinde, alacaklının teminatlı alacağı silmek yerine, kendisine verilen alacak açığın belgesi ile açıkta kalan alacağım, başka şekilde tahsil etmek yoluna gitmesi gerekeceği, bu durumda ihtilafa konu taşınmazın, yükümlü kurum için maliyetinin, 622.000.000 lira olduğu, bunun 3.250.000.000 liraya satılması sonucunda yükümlü kurum lehine oluşan 2.628.000.000 lira fark üzerinden ikmalen vergi alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle onayan Vergi Mahkemesi kararının, olayda vergi ihtilaflı olan gayri menkulün, bankaların alacağının teminatım teşkil etmek üzere tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi oylu ile yapılan bir icra takibinde değil değil, bu ipoteklerin tesisinden sonra, kambiyo senetlerine müsteniden haciz yolu ile yapılan icra takibinde vaz olunan haciz dolayısıyla ve hacizden evvel tesis olunan söz konusu ipoteklerde yükümlü olarak satışa çıkarıldığı ve satıcının bu ipoteklerle yükümlü olarak yapıldığı ihalenin kesinleşmesini takiben, başka bir banka lehine 1. derecede tesis edilmiş olan ipotek bedelinin ödenmesi suretiyle kaldırılması ile gayri menkulün bankaları adına tescil edildiği, bu şekilde bankaları şahsında ipotek bedellerini ödeme borçluluk ile ipotek bedellerim ödenmesini (borçluluk) talebe yetkili (alacaklılık) sıfatlarının birleştiği ve bunun sonucunda da bu borcun sabit olduğu ve bankaların söz edilen gayri menkul üzerindeki ipotek rehin hakkının ipotek bedelleri üzerine koyarak menkul (alacak) rehnine dönüştüğü, bu nedenlerle, tescili takiben, ipoteklerin fesh ettirilerek ipotek bedelleri karşılığı olan 1.616.000.000 lirasının, menkul rehni hakkı sahibi olarak, eski malikler adına açtıkları bir hesapta bloke edildiği, açıklanan bütün bu nedenlerle, ihtilaflı gayri menkulün satınalma bedelinin (622.000.000+1.616.000.000) = 2.238.000.000 lirası olduğu ileri sürülerek bozulması isteğine ilişkindir. Olayda kredi münasebetinden doğan alacağının teminatım teşkil etmek için, üzerinde 1.616.000.000 liralık kısmı yükümlü kurum 16.000.000 liralık kısmı ise diğer bir banka lehine almak üzere, toplam 1.632.000.000 liralık ipotek tesis edilmiş bulunan ve icra iflas Kanunu’nun 125. maddesi gereğince bu ipoteklerle yükümlü olarak cebri icra yolu ile yapılan açık arttırma sonucunda 622.000.000 lira bedelle yükümlü kuruma ihale edilen, kredi borçlusuna ait taşınmazın ihalenin kesinleşmesinden sonra 16.000.000 liralık ipotek bedelinin diğer bankaya ödenmesi üzerine, 1.616.000.000 lira ipotekle yükümlü olarak yükümlü kurum adına tapuya tescil edildiği, bu tescili takiben ipotekleri fesh ettirerek, söz konusu ipotek bedeli karşılığım, menkul rehni hakkı sahibi olarak nezdindeki, gayri menkulün önceki malikleri adına, bir hesapta bloke eden yükümlü kurumun, sözü edilen taşınmazı 28.05.1984 tarihinde, maliyet bedelini (1.616.000.000+622.000.000) = 2.238.000.000 lira olarak kabul etmek suretiyle, 3.250.000.000 lirası bedelle sattığı, uyuşmazlığın da, 1.616.000.000 lira tutarındaki ipotek bedelinin, maliyet bedeline ilave edilmesinde isabet bulunmadığı, dolayısıyla da, satıştan elde edilen karın, bu miktarda düşük gösterildiğinden bahise, kaçakçılık cezalı banka sigorta muameleleri vergisi salınmasından doğduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümü, üzerinde yükümlü kurum lehine ipotek tesis edilen ve icra iflas Kanunu’nun 125. maddesi gereğince bu ipotekle yükümlü olarak, cebri yolu ile yapılan açık arttırma sonucunda yükümlü kuruma ihale edilen taşınmazın, gerçek satınalma bedelinin ne olduğunun, diğer bir ifade ile yükümlü kurum lehine tesis edilmiş olan ipotek bedelinin satın alma bedeline eklenip eklenmeyeceğine ilişkin bulunmaktadır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28. maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun, yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu hükme bağlanmış, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde de, vergilendirme de, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere, yükümlü kurum lehine ipotek tesis edilmiş bulunan, kredi borçlusuna ait gayri menkul, kullandırılan teminat mektubu kredilerinin komisyon ve masraflarının ödenmemesi nedeniyle kambiyo senetleri üzerine haciz yoluyla yapılan icra takibi sonunda vaz olunan haciz dolayısıyla ve hacizden önce tesis edilen ve teminatım teşkil ettiği borç henüz muacceliyet kazanmamış olan ipoteklere yükümlü olarak satışa çıkarılmış ve bu ipoteklerle yükümlü olarak da yükümlü kuruma satılarak tapuya tescil edilmiştir. Böylece, Borçlar Kanunu’nun 116. maddesi uyarınca, ipotek bedelleri ödeme (borçluluk) sıfatı ile bu bedellerin ödenmesini talebe yetkili (alacaklılık) sıfatı, yükümlü kurumun şahsında toplanmış borç sakıt olmuş ve sonucunda da Medeni Kanun’un 808. ve icra ve iflas Kanunu’nun 23. maddelerine göre yükümlü kurumun söz konusu gayri menkul üzerindeki ipotek rehin hakkı, ipotek bedelleri üzerine kayarak, menkul (alacak) rehnine dönüşmüştür. Nitekim, bu nedenlerle, yükümlü kurum, gayri menkulün adına tescilim takiben, ipotekleri fesh ettirerek, ipotek bedelleri karşılığı olan 1.616.000.000 liranın menkul rehni hakkı sahibi olarak gayri menkulün önceki malikleri adına nezdindeki bir hesapta bloke etmiştir. Bu durumda, sözü edilen ipotek bedelinin gayri menkulün satınalma bedelinin bir kısmım teşkil ettiğinin, dolayısıyla da anılan gayri menkulün gerçek satınalma bedelinin (622.000.000+1.616.000.00) =2.238.000.000 lira olduğunun kabulü gerekeceğinden, mahkemece aksi bir görüşle ve yazılı gerekçe ile cezalı tarhiyatın onanmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi karannın, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
|
|