T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o MATRAHIN GÖSTERİLMEMESİ (Usulsüzlük Cezası - Katma Değer Vergisi Beyanının Pişmanlıkla Verilmesi)
o USULSÜZLÜK CEZASI (Pişmanlıkla Verilen KDV Beyanı - Matrah Gösterilmemesi)
Özet : Katma değer vergisi beyannamesini pişmanlıkla veren ve matrah göstermeyen yükümlüye Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilebileceği hakkında.
İstemin Özeti : Şubat 1986 ayına ait katma değer vergisi beyannamesini, 3065 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde belirtilen kanuni süresi geçtikten sonra 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince pişmanlık dilekçesi ekinde veren mükellef şirketin bu beyannamesinde vergi matrahı gösterilmediğinden, pişmanlık talebi kabul edilmiyerek Vergi Usul Kanununun 352/1-1. maddesine müsteniden tarh ve tebliğ edilen birinci derece iki kat usulsüzlük cezasına karşı açılan dava üzerine; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesinde beyana dayanan vergilerde kaçakçılık, ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları kesilemeyeceği hükme bağlandığı, mükellef şirketin pişmanlık dilekçesi ile kanuni süresinden sonra verdiği vergi beyannamesinde vergi matrahı göstermese de bu hükümden faydalanacağı ve bu sebeplerle vergi beyannamesini pişmanlık dilekçesi ile veren mükellef şirkete usulsüzlük cezası da kesilemiyeceği, bu konuda Danıştay 4. Daire kararı olduğu gerekçesi ile kesilen birinci derece iki kat usulsüzlük cezasını terkin eden ......... 3 üncü Vergi Mahkemesinin 21.10.1986 tarih ve Esas No: 1986/163, Karar No: 1986/340 sayılı Kararı aleyhine .......... Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan temyiz talebi üzerine; pişmanlık dilekçesi ile verilen katma değer vergisi beyannamesine Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince kaçakçılık, kusur ve ağır kusur cezaları kesilmiyeceği ancak tadadi olarak sayılan bu cezalar dışında kalan aynı Kanunun 352 nci maddesine müstenid usulsüzlük cezası kesilmesinin yerinde olduğu gerekçesi ile Vergi Mahkemesi kararını bozan Danıştay Yedinci Dairesinin 4.6.1987 tarih ve Esas No: 1987/174, Karar No: 1987/1518 sayılı Kararına karşı; Vergi beyannamesini kanuni süresinden sonra pişmanlık dilekçesi ile birlikte veren mükellef şirkete 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince usulsüzlük cezası da kesilemeyeceği gerekçesi ile ilk kararında ısrar eden ......... 3 üncü Vergi Mahkemesinin 21.10.1987 tarih ve Esas No: 1987/404, Karar No: 1987/444 sayılı Kararın; vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra pişmanlık dilekçesi ile veren mükellefe Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezası kesilemeyeceği ancak sayılan bu cezalar dışında kalan aynı Kanunun 352 nci maddesinden doğan usulsüzlük cezası kesilmesinin yerinde olduğu sebebiyle bozulması talep edilmektedir.
Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : Bilgin Arısan
Danıştay Savcısı Gülşen Mutlu'nun Düşüncesi : Süresinden sonra pişmanlık dilekçesi ile verilen beyannamede matrah gösterilmediğinden pişmanlık talebi kabul edilmeyerek yükümlü adına kesilen usulsüzlük cezasına karşı açılan davayı kabul ederek cezayı terkin eden Vergi Mahkemesi kararını; pişmanlıkla verilen beyannamede vergi tarhiyatına esas olacak herhangi bir matrahın beyan edilmemiş olması pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği gibi diğer re'sen takdir sebepleri mevcut olmadıkça re'sen takdire gidilemiyeceği ve kaçakçılık ağır kusur ve kusur cezalarının uygulanmayacağı yasa gereği olmakla beraber, bu hal uygulanmayacak olan cezaları tadadi bir şekilde belirten 371 inci madde hükmü karşısında usulsüzlük cezası uygulanmasına engel teşkil etmediği gerekçesiyle Danıştay 7.Dairesince bozulması üzerine, Mahkemece bozma kararına uyulmayarak verilen ısrar kararının Vergi Dairesince bozulması istenmektedir.
Vergi Usul Kanununun pişmanlığa ilişkin 371 inci maddesinde beyana dayanan vergilerde kaçakçılık ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere maddede belirtilen şartların yerine getirilmesi koşuluyla kaçakçılık, ağır kusur ve cezası kesilmeyeceği belirtilmek suretiyle iyi niyetle hareket eden mükelleflerin cezalandırılmaması yoluna gidildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan pişmanlık dilekçesiyle verilen beyannamenin süresinde yapılan beyandan bir farkı bulunmadığından gerçeğe uygun olmak koşuluyla zarar göstermek veya vergi alınacak bir matrah beyan etmemek yasaya aykırı bulunmamaktadır.
Öte yandan, anılan yasa maddesinde sayılan cezalar arasında usulsüzlük cezasının bulunmaması, vergi cezalarının en ağır olanları bile verilemezken usulsüzlük cezası kesilmesinin mümkün olduğu anlamına gelmemektedir.
Ayrıca Vergi Usul Kanununun usulsüzlük cezası ile ilgili bölümünde böyle bir duruma yer verilmiş değildir.
Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesinin ısrar kararında isabetsizlik bulunmadığından temyiz isteminin reddiyle kararın onanması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Tetkik Hakimi Bilgin Arısan'ın açıklamaları dinlenildikten ve düşüncesi alındıktan sonra işin gereği görüşüldü :
Uyuşmazlık; kanuni süresi içinde vermediği katma değer vergisi beyannamesini Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesi gereğince pişmanlık dilekçesi ile birlikte veren mükellef şirkete usulsüzlük cezası kesilip kesilmeyeceğine ilişkin bulunmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 371 inci maddesi "Beyana dayanan vergilerde kaçakçılık (338, 346 ve 347 nci maddelerde yazılı şekilde yapılanlar dahil) ağır kusur ve kusur mahiyetindeki kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber veren mükelleflere aşağıda yazılı kayıt ve şartlarla kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezaları kesilmez" hükmünü koymuştur.
Madde hükmünde açıkça beyan edildiği şekilde beyana dayanan vergilerde kaçakçılık, ağır kusur ve kusur mahiyetindeki hareketleri mükellefler bizzat kendileri ilgili makamlara dilekçe ile haber verirse bunlara, 1-Kaçakçılık 2- Ağır kusur, 3- Kusur cezası kesilmeyecektir. Bu hüküm Kanunun pişmanlık dilekçesi ile hatasını haber veren mükelleflere tanıdığı bir atıfettir. Ancak kanun maddesinde açıkça görüldüğü gibi mükelleflere kesilmiyecek olan 3 ceza ismen tek tek sayılmıştır. Bu ismen sayılan 3 cezayı yorum yolu ile genişletmeye imkan yoktur. Nitekim aynı maddenin 2356 sayılı Kanunda değişik şeklinden önceki halinde bu gibi mükelleflere sadece kaçakçılık ve kusur cezası kesilmiyeceği hükme bağlanmıştır. Daha sonra 2365 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi ile getirilen yeni düzenleme ile kaçakçılık ve kusur cezalarına ilaveten ağır kusur cezasının da kesilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu durumda maddede sayılmayan usulsüzlük cezasının da pişmanlık dilekçesi veren mükelleflere kesilemiyeceğini söylemek mümkün değildir. Eğer kanun koyucunun böyle bir amacı olsa idi bu saydığı cezaların yanında usulsüzlük cezasının da kesilemiyeceğini hükme bağlaması gerekirdi ki böyle bir düzenlemeye gitmemiştir.
Bu durumda Vergi Usul Kanununun 352 nci maddesinin 2365 ve 3239 sayılı Kanunlarla değişik "Usulsüzlükler, aşağıda yazılı derecelere ve bu kanuna bağlı cetvele göre cezalandırılır. Usulsüzlük fiili re'sen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak kesilir.
1- Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması" hükmü gereğince Danıştay Yedinci Daire kararında belirtilen şekilde, katma değer vergisi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra pişmanlık dilekçesi ile veren mükellefe usulsüzlük fiili re'sen takdiri gerektirmiyorsa kanuna bağlı cetvele göre bir kat usulsüzlük cezası kesilir. Zira bu cezanın yukarıda açıklandığı gibi 371 inci maddede sayılmış olan kaçakçılık, ağır kusur ve kusur cezası ile hiç bir ilgisi yoktur.
Açıklanan sebeplerle temyiz isteminin kabulüne ....... 3 üncü Vergi Mahkemesinin 21.10.1987 tarih ve Esas No: 1987/404, Karar No: 1987/444 sayılı ısrar Kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararı çerçevesinde yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisi gerek olmadığına 6.5.1988 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkeme kararında yazılı gerekçelerle temyiz isteminin reddi gerektiği oyuyla karar karşıyız.