Danıştay Dördüncü Daire
Şirketin Türk lirası karşılığında yaptığı yurt dışı taşımacılıktan dolayı, Türkiye'ye kurum adına döviz girişi bulunmadığından, elde edilen Türk lirası navlun hasılatına Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/8. maddesindeki istisnanın uygulanması mümkün değildir. CF (mal bedeli+navlun bedeli) teslim şartıyla yapılan ihracatlarda ihracata konu malların nakliyesi başka bir şirket tarafından yapılması halinde de navlun istisnasından, ihracatı gerçekleştiren şirketin yararlanacağı hususunda; Yükümlü şirket nezdinde yapılan inceleme sonucunda CF teslim şartıyla ihraç edilen ve taşıması başka bir şirkete yaptırılan mal karşılığı CF bedel olarak sağlanan hasılatın, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/6. maddesindeki şartlarla kurumlar vergisinden müstesna elması nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği halde CF bedel içindeki navlun hasılatının taşımayı yapan şirkete döviz olarak aktarıldığından bahisle tevkifat dışı tutulduğunun tespit edilerek bu çerçevede belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatı vergi aslına aynen, cezayı kusura çevirerek değişiklikle onayan yerel mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/8. maddesinde, kambiyo mevzuatı gereğince Türkiye'ye döviz olarak getirildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla dış navlun hasılatının %20'sinin kurum kazancından indirileceği, aynı Kanun'un 8/6. maddesinde de sanayi ürünü ihraç eden ve yıllık ihracat tutarı 250.000 Amerikan Doları veya muadili yabancı para karşılığı Türk Lirasını aşan imalatçı kurumların bu ihracattan sağladıkları hasılatın % 20'sinin,ihraç ettiği ürünü imal etmeyen ihracatçı kurumların ise 1/4 oranındaki kısminin kurumlar vergisinden müstesna olduğu, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesinde de kurumlar vergisinden müstesna tutulan bu kazançlar üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekeceği hükme bağlanmıştır. Yükümlü şirketin ithalat ve ihracat işi yapan pazarlamacı bir kuruluş olduğu, daha açık bir anlatımla ihraç ettiği malları kendisinin imal etmediği tartışmasızdır. Bu durumda, şirketin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun yukarıda metnine değinilen 8/6. maddesine göre yaptığı ihracattan elde ettiği hasılatın %5'i kurumlar vergisinden müstesnadır. Olayda tartışmalı olan konu, yükümlü şirketin taşımasın! başka şirkete yaptırdığı CF ihracattan elde ettiği hasılat içinde yer alan şirkete yaptırdığı CF ihracattan elde ettiği hasılat içinde yer alan navlunun Kurumlar Vergisi Kanunu'nun yukarıda sözü edilen 8. maddesinin 6 ve 8. bent hükümleri karşısındaki Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre yapılması icap eden tevkifatın sorumlusunun hangi şirket olması gerektiği hususlarıdır. Dosya içeriğinden, CF teslimle ihracat yapan ve bu ihraç sonunda mal bedeli ile navlundan oluşan döviz alacağı adına düzenlenen döviz alım bordrosu karşılığı TL olarak tahsil eden kurumun yükümlü kurum olduğu ancak, nakliye yapan şirkete yükümlü şirketçe aralarındaki sözleşmeye göre getirilen dövizden nakliye bedeline isabet eden kısminin belirlenen günlük kur üzeriden Türk Lirası olarak bilahare ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ihracatı gerçekleştiren, bedelini bir bütün olarak adına düzenlenen döviz alım bordrosu karşılığı tahsil eden kurum yükümlü kurum olduğundan elde ettiği hasılatın %5'inin, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/6. maddesi uyarınca kurumlar vergisinden müstesna olması ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre de gelir vergisi tevkifatını yükümlü kurumun yapması gerekmektedir. Taşımacı şirkete, ihracatçı şirket tarafından sözü edilen tarzda da olsa ödenen taşıma ücretinin. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun dış navlun istisnasına ilişkin 8/8. maddesi kapsamında mütalaası mümkün değildir. Bu hükümden yararlanmak için gerekli olan şartlar, taşımacı kurum yönünden olduğu gibi, CF ihracatın özelliği nedeniyle elde edilen hasılat bir bütün olarak ihraç edilen malla ilgili hasılat olduğundan yükümlü kurum yönünden de gerçekleşmemiştir. Bu bakımdan, CF ihracatı dolayısıyla taşımayı yapan şirkete ödediği taşıma ücretini kurumlar vergisi istisnası dışında tutarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkif etmediği belirlenen yükümlü kurum adına bu ödemenin %5'i itibariyle aynı Kanun'un 105/6. maddesinde yazılı oran üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatın vergi aslım aynen, kaçakçılık cezasını da olayın Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi kapsamına girmemesi nedeniyle kusur cezasına çevirerek değişiklikle onayan yerel mahkeme kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar yükümlü kurum temyiz dilekçesinde uyuşmazlık konuşu gelir (stopaj) vergisine ilişkin matrah farkının, incelemede kurumlar vergisinden istisna kazançta dahil olmak üzere bulunduğu iddia olunan kurumlar vergisiyle ilgili farktan kaynaklandığı ve buna ait tarhiyatta aynı mahkeme kararıyla terkin edildiği dikkate alındığında ortada gelir (stopaj) vergisine tabi tutulacak matrah farkının kalmayacağı ileri sürülmekte ise de, esasen yükümlü kurumun vergi incelemesinden önce beyan ettiği kurum kazancı dahi inceleme ile bulunan gelir (stopaj) vergisi matrahı olarak belirlenen miktardan yüksek olduğu için sözkonusu iddia varit değildir. Kaldı ki, yerle mahkemenin sözü edilen 1986/129 sayılı kararı dairemizin 1988/3626 sayılı kararıyla bozulmuş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, taraflar temyiz isteminin reddine karar verildi.