Danıştay Üçüncü Daire
CF (mal bedeli navlun bedeli) teslim şartıyla yapılan ihracatlarda, taşımacı şirket navlun istisnasından yararlanamaz. Navlun bedeli ihracatçı kurumun ihracat hasılatına dahil bulunduğundan, bu kurumca 6. bend uyarınca hesaplanacak ihracat istisnasında gözönüne alınacaktır. Yükümlü Şirket nezdinde yapılan inceleme sonucunda CF teslim şartıyla ihraç edilen ve taşıması başka bir şirkete yaptırılan mal karşılığı CF bedel olarak sağlanan hasılatın, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/6. maddesindeki şartlarla kurumlar vergisinden müstesna elması nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerektiği halde CF bedel içindeki mavlun hasılatının taşımayı yapan şirkete döviz karşılığı olarak aktarıldığından bahisle tevkifat dışı tutulduğunun tespit edilerek bu çerçevede belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatı vergi aslım aynen, cezayı kusura çevirerek değişiklikle onayan Yerel Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmiştir. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/8. maddesinde, kambiyo mevzuatı gereğince Türkiye'ye döviz olarak getirildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla dış navlun hasılatının %20'sinin kurum kazancından indirileceği, aynı Kanun'un 8/6. maddesinde de Sanayi Ürünü ihraç eden ve yıllık ihracat tutarı 250.00 Amerikan Dolan veya muadili yabancı para karşılığı Türk Lirasını aşan imalatçı kurumların bu ihracattan sağladıkları hasılatın %20'sinin, ihraç ettiği ürünü imal etmeyen ihracatçı kurumların ise 1/4 oranındaki kısminin kurumlar vergisinden müstesna tutulan bu kazançlar üzerinden gelir vergisi tevkfatı yapılması gerekeceği hükme bağlanmıştır. Yükümlü şirketin ithalat ve ihracat işi yapan pazarlamacı bir kuruluş olduğu daha açık bir anlatımla ihraç ettiği malları kendisinin imal etmediği tartışmasızdır. Bu durumda, şirketin Kurumlar Vergisi Kanunu'nun yukarıda metnine değinilen 8/6. maddesine göre yaptığı ihracattan elde ettiği hasılatın %5'i kurumlar vergisinden müstesnadır. Olayda tartışmalı olan konu, yükümlü şirketin taşınmasını başka şirkete yaptırdığı CF ihracattan elde ettiği hasılat içinde yer alan navlunun Kurumlar Vergisi Kanunu'nun yukarıda sözü edilen 8. maddesinin 6 ve 8. bent hükümleri karşısındaki Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre yapılması beden tevkifatın sorumlusunun hangi şirket olması gerektiği hususlarıdır. Dosya içeriğinden, CF teslimle ihracat yapan ve bu ihraç sonunda mal bedeli ile navlundan oluşan döviz alacağı adına düzenlenen döviz alım bordrosu karşılığı TL olarak tahsil eden kurumun yükümlü kurum olduğu ancak, nakliye yapan şirkete,y yükümlü şirketçe aralarındaki sözleşmeye göre, getirilen dövizden nakliye bedeline isabet eden kısminin belirlenen günlük kur üzeriden Türk Lirası olarak bilahare ödendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ihracatı gerçekleştiren, bedelini bir bütün olarak adına düzenlenen döviz alım bordrosu karşılığı tahsil eden kurum yükümlü kurum olduğundan, elde ettiği hasılatın %5'inin, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/6. maddesi uyarınca kurumlar vergisinden müstesna olması ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre de gelir vergisi tevkifatını yükümlü kurumun yapması gerekmektedir. Taşımacı şirkete, ihracatçı şirket tarafından sözü edilen tarzda da olsa ödenen taşıma ücretinin, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun dış navlun istisnasına ilişkin 8/8. maddesi kapsamında mütelaası mümkün değildir. Bu hükümden yararlanmak için gerekli olan şartlar, taşımacı kurum yönünden olduğu gibi, CF ihracatın özelliği nedeniyle elde edilen hasılat bir bütün olarak ihraç edilen malla ilgili hasılat olduğundan, yükümlü kurum yönünden de gerçekleşmemiştir. Bu bakımdan, CF ihracatı dolayısıyla taşımayı yapan şirkete ödediği taşıma ücretini kurumlar vergisi istisnası dışında tutarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/8. maddesine göre gelir vergisi tevkif etmediği belirlenen yükümlü kurum adına bu ödemenin %5'i itibariyle aynı Kanun'un 105/6. maddesinde yazılı oran üzerinden yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatın vergi aslım aynen, kaçakçılık cezasını da olayın Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi kapsamına girmemesi nedeniyle kusur cezasına çevirerek değişiklikle onayan Yerel Mahkeme kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar yükümlü kurum temyiz dilekçesinde uyuşmazlık konuşu gelir (stopaj) vergisine ilişkin matrah farkının, incelemede, kurumlar vergisinden istisna kazançta dahil olmak üzere bulunduğu iddia olunan kurumlar vergisiyle ilgili farktan kaynaklandığı ve buna ait tarhiyatta aynı mahkemenin kararıyla terkin edildiği dikkate alındığında, ortada gelir (stopaj) vergisine tabi tutulacak matrah farkının kalmayacağı ileri sürülmekte ise de, esasen yükümlü kurumun vergi incelemesinden önce beyan ettiği kurum kazancı dahi inceleme ile bulunan gelir (stopaj) vergisi matrahı olarak belirlenen miktardan yüksek olduğu için sözkonusu iddia varit değildir. Kaldı ki, Yerel Mahkemenin sözü edilen kararı dairemizin kararıyla bozulmuş bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, taraflar temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.