Danıştay Üçüncü Daire
Dar mükellefe yabancı ülkede yapılan ödemelerden dolayı, tarhiyat bu kişiye kazanç ve irat sağlayan adına yapılabilir. Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde kiraladığı iki işyeri için ödediği kiranın yabancı kişiye sağlanan kazanç ve irat olmasına rağmen beyan edilmemesi nedeniyle davacı kurum adına 1984 takvim yılı için re'sen salınan gelir vergisiyle kesilen kaçakçılık cezasına karşı açılan davayı; olayda yabancı kişiye ödenen kira bedelinden %25 götürü gider düşüldükten sonra kalan matrah üzerinden hesaplanan vergiden, aynı ödemeler dolayısıyla evvelce tarh edilip uzlaşma yoluyla ödenen %25 gelir (stopaj) vergilerinin de mahsubu suretiyle cezalı gelir vergisi tarhiyat yapıldığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirileceğinin, 7. maddenin S.bendinde, gayrimenkul sermaye iratlarında gayrimenkulun Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesinin dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edilmesi şartlarından olduğunun, aynı maddenin son paragrafında ise bu maddenin 3, 4, 5 ve 7. bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksadın ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmış ise, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya karından ayrılması olduğunun açıklandığı, aynı Kanunun 70. maddesinde gayrimenkul sermaye iradinin tanımının yapıldığı, 107. maddesinde dar mükellefiyette mükellefin daimi temsilcisi mevcut değilse kazanç ve iratları yabancı kişiye sağlayanların tarhiyata muhatap tutulacağının, 106. maddesinde de dar mükellefiyete tabi olanların vergilerinin, beyannamelerini vermeye mecbur oldukları yerin Vergi Dairesince tarh olunacağının öngörüldüğü, olayda da, ödemenin dar mükellef sayılan yabancı kişiye yabancı memlekette yapıldığı ve ödemeyi yapan yükümlünün hesaplarına intikal ettirildiği, böylece yabancı kişiye kazanç ve irat sağladığı anlaşılan yükümlü adına tarhiyat yapılmasında yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine aykırılık görülmediği, ancak olayın özelliği dolayısıyla kaçakçılık değil kusur cezası kesilmesi gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek tarhiyatı tadilen onayan Vergi Mahkemesi kararının; Vergi Dairesi Müdürlüğünce, olayda kaçakçılık cezası kesilmesinde 213 sayılı Kanunun 344. maddesi hükümlerine aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, mükellefçe Türkiye'de elde edilmiş bir gelir olmadığı, geliri elde edenin yabancı kişi olduğu, uzlaşma suretiyle ödenen gelir (stopaj) vergisinin iadesi gerekirken mahsup edilmesinin yasal olmadığı, böylece bir taraftan vergi sorumlusu diğer taraftan gelir vergisi mükellefi sayıldığı, esasen ceza kesilmemesi gerektiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.