Danıştay Dördüncü Daire
Yıllara yaygın inşaat işinde işin, resmi ya da özel taahhüt işi sayılması sadece işin bitim yılım saptamak yönünden önem taşıdığından,özel inşaat işiyle uğraşanlar için de hayat standardı esasına ilişkin göstergelerin işin sürdüğü yıllar itibariyle topluca uygulanması gerekir. inşaat müteahhidi olan yükümlü adına 1984 takvim yılı için hayat standardı esasına göre salınan gelir vergisini, 36 ay süreli taahhüt sözleşmesinin bitiminden önceki yıl için salınmış olduğu, yükümlü hakkında hayat standardı esasına göre tarhiyatın Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 116. maddesinin beşinci fıkrası hükmü uyarınca inşaatın bitim yılında ve göstergeler topluca gözönüne alınmak suretiyle uygulanabileceği gerekçesiyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir. Vergisi uyuşmazlık konuşu yapılan yılda yürürlükte bulunan, Gelir Vergisi Kanunu'nun 2772 sayılı Yasa'nın 15. maddesiyle değişik mükerrer 116. maddesinde, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin beyan ettikleri gelirin, madde devamında yazılı tutarlardan düşük olması halinde, saptanan bu tutarlardan gerekli indirimler yapıldıktan sonra kalan miktar üzerinden vergi tarh edilmesi, beşinci fıkrasında ise birden fazla yıla sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde, işin devam ettiği yıllar ve bu yıllar için geçerli gösterge tutarları gözönüne alınarak hayat standardı esasinin topluca uygulanması öngörülmüştür. Yasada yapılan bu düzenleme dayanağım, Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. maddesi ve devamındaki kurallardan almaktadır. Birden fazla yıla yayılan inşaat ve onarma işiyle uğraşanlar, işin niteliğinden dolayı gerçek kazançlarım işin sürdüğü yıllarda belirleme olanağına sahip olmadıklarından kar veya zararlarım, işin bittiği yılda tespit etmek ve tamamım o yıl geliri olarak beyan etmek olanağına sahip kılınmışlardır. Yasa'nın 42. maddesindeki işin bitim yılı kavramı ile amaçlananın ne olduğu ise 44. maddede düzenlenmiş ve işin geçici ve kesin kabul usulüne tabi olup olmamasına göre bir ayırım getirilmiştir. Bu ayırım, işin yıllara yaygın inşaat işi sayılıp sayılmamasını değil, bitim tarihini saptamak amacıyla yapıldığından, herhangi bir inşaat ve onarma işinin üstlenenlerin, üstlendikleri işin resmi ya da özel inşaat işi olması, bunlar arasında 42. madenin uygulanması açısından ayırım yapılmasını gerektirmemektedir. Nitekim, maddenin bu şekilde anlaşılması gerektiği, 44. maddenin ilk fıkrasında, geçici ve kesin kabul usulüne tabi olmayan hallerde işin, fiilin tamamlandığı ya da bırakıldığı tarihte bitmiş sayılmasının kurala bağlanmasından da anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığında işhanı inşaatım üstlenen yükümlünün, yukarıda açıklanan nedenlerle Gelir Vergisi Kanunu'nun 42. ve dolayısıyla mükerrer 116. maddesinin beşinci fıkrasındaki olanaktan yararlanmasına engel bulunmamaktadır. Hayat Standardı Esasinin uygulanmasını göstermek üzere düzenlenen 140 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği'nin 3/C işaretli ayırımında mükerrer 116. maddenin beşinci fıkrası hükmünün sadece yıllara yaygın inşaat ve onarma işiyle uğraşılması koşuluyla uygulanabileceği, başka ticari, zirai ve mesleki etkinlikleri bulunanlar hakkında hayat standardının, inşaat işinin bitim yılma bakılmaksızın her yıl için uygulanmasından sözedilmesi, bu gibi yükümlüler arasında işin niteliğinden çıkarılabilecek başkaca bir ayırım yapılmadığım da göstermektedir. inşaat sözleşmesinden henüz işin bitmediğinin anlaşıldığı yıl için bu konuda idarece aksine bir tespit yapılmadan uygulanan tarhiyatı kaldıran kararda yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.