|
Dairesi
Vergi beyannamelerinin posta ile taahhütlü olarak gönderilmesi gerekmekte aksi halde beyannamenin postaya verildiği değil, vergi dairesine ulaştığı tarihte verildiği kabul edilir.
|
|
Karar No
1988/203
|
|
Esas No
1986/706
|
|
Karar Tarihi
18-01-1988
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
Vergi beyannamelerinin posta ile taahhütlü olarak gönderilmesi gerekmekte aksi halde beyannamenin postaya verildiği değil, vergi dairesine ulaştığı tarihte verildiği kabul edilir. Ekim 1982 dönemine ilişkin muhtasar beyannameyi taahhütsüz olarak postayla gönderen yükümlü kurum adına, söz konusu beyannamenin yasal v ek süreden sonra verildiği nedeniyle re’sen salınan gelir (stopaj) vergisi, malî denge vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 170. maddesinde yazılı bildirimlerin posta ile taahhütlü olarak gönderilmesinin caiz olduğu, bu takdirde bildirmenin postaya verildiği tarihin vergi dairesine verilme tarihi olarak yerine geçeceği ve bu madde hükümlerinin vergi beyannameleri hakkında da cari olacağının belirtildiği, aynı Kanun’un 30. maddesinin 485 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen fıkrasında ise, vergi beyannamelerim kanunî sürenin sonundan itibaren 15 gün geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamelerinde gösterdikleri gelir üzerinden gerekli tarhiyatın yapılacağı ve takdir komisyonunca mükellefin beyanından fazla bir matrah takdir olunduğu ahvalde de, bu fark nazara alınmak suretiyle re’sen vergi tarh olunacağının hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden çekişmeli döneme ait muhtasar beyannamenin vergi dairesine 19.11.1982 tarihinde adî posta ile gönderildiğinin tartışmasız olması nedeniyle, beyannamenin postaya verildiği tarihte değil, vergi dairesi kayıtlama geçtiği tarihte verildiğinin kabulünün gerekeceği, bu durumda yasal ve ek süreden sonra verildiği çekişmesiz olan Ekim 1982 dönemi muhtasar beyannamesi sebebiyle idarece re’sen vergi tarhı yoluna gidilmesinde anılan yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı, ancak re’sen vergi tarhında ise takdir komisyonunca takdir sırasında 213 sayılı Kanun’un 31/8. maddesi hükmüne uyulması’ zorunluluğunun olduğu, bu sebeple de ilgili dönem beyannamesinde gösterilen matrahın, aksi kanıtlanamadığı sürece aynen takdirin gerekeceği, kaldı ki yükümlü kurumun bir kamu kuruluşu olması sebebiyle beyan dışı hizmetli çalıştırarak ücret ödemesinde bulunduğunun düşünülemeyeceği, geç beyan nedeniyle 213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin ek fıkrası uyarınca yapılan kusur cezalı vergilerin de uzlaşma sonucu ödendiğinin anlaşıldığı, bir devlet kuruluşu olan yükümlü kurumun vergi kaçırma kastıyla hareket ettiğinin söz konusu olamayacağından dolayı re’sen yapılan cezalı tarhiyatın yasal dayanağının kalmadığı gerekçesiyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararının; muhtasar beyannamenin yasal ve ek süreden sonra verilmesi nedeniyle re’sen yapılan cezalı tarhiyatta isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.
|
|