Danıştay Üçüncü Daire

Fiilî envanter sonucu çıkan envanter fazlası beyan dışı kalan kazanca ilişkindir. Davacının kuyumculuk faaliyetine ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu, fiili envanter ile kaydi envanter arasındaki farka göre çıkan envanter fazlasını 1985 yılında beyan dışı kalan getire ilişkin olduğu nedeniyle bu dönem için salınan gelir vergisi savunma sanayi destekleme fonu ile kesilen kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davayı, dosyada bulunan inceleme raporu ve ekleri ile 22.10.1987 tarihli bilirkişi raporu ve diğer belgelerin incelenmesinden davacının ihtilafa konu 1985 yılında 36.839.779, liralık kazancım kayıt ve beyan dışı bıraktığının tesbit edildiği, davacının bunun aksini belgelendiremediği anlaşılmakla re'sen tarh ve tebliğ edilen vergiyi kusurlandıracak bir husus görülmediği, ayrıca 5500 gram altınla ilgili olan 29.425.000, TL. fark matrahının bilirkişice her ne kadar 1985 ve daha önceki yıllardan kaynaklanabileceği belirtilmekte ise de; böyle bir durum olması halinde davacının 2801 sayılı kanunun getirdiği kolaylaştırıcı hükümden yararlanarak daha az bir külfetle bu durumdan kurtulacağı, memleketimizde altının en güvenilir bir tasarruf aracı olduğu dikkate alındığında 5500 gram altın ile ilgili olarak bulunan matrah farkının da ihtilaflı yıl safi karı olduğunun kabulünün zorunlu bulunduğu; yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında isabetizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi karannın, mahkemenin re'sen seçtiği bilirkişinin kendilerine bildirilmediği 3 günlük itiraz hakkı tanınmadığı, 1985 yılı defter ve belgelerin incelenmediği, 1985 dönemi için re'sen takdir nedeni bulunmadığı, fiili envanter yapılmadan iki gün önce sevk irsaliyesi ile gelen 5500 gram altını yine sevk irsaliyesi ile iade ettiği, karşıt inceleme yapılmadan bu izahının kabul edilmediği, işletmede bulunan ve belgesiz giren bir emtianın maliyet bedeli dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği aksi halde yürürlükten kalkan 193 sayılı kanunun 113, 114, 115 ve 116. maddelerine göre vergi alınmış olacağı ve kanunilik vasfı bulunmadığı, 1986 yılında belge alınıp verilmediği belirtildiği halde 1985 dönemi için özel usulsüzlük cezası kesilmesinin kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması isteminin reddine oybirliği ile karar verildi.