T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU
o ÖDEME EMRİNE İTİRAZ (Tek Bir Dilekçe İle Dava Açılmasının Mümkün Olmadığı)
o YASAL TEMSİLCİLERE AYRI AYRI GÖNDERİLEN ÖDEME EMRİ (Tek Dilekçe İle Dava Açılmasının Mümkün Olmadığı)
Özet : Şirketin ödenmeyen vergi borçları için kanuni temsilcilerine ayrı ayrı gönderilen ödeme emirlerine karşı müşterek bir dilekçeyle dava açılması, İYUK'nun 5/2 maddesi hükmüne uygun olmadığı hakkında.
İstemin Özeti : ...... Anonim Şirketinin muhtelif dönemlere ait vergi borçlarının tahsili için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca yönetim kurulu üyesi olan yükümlüler adına düzenlenip bildirimi yapılan ödeme emirlerine karşı müşterek imzalı dilekçeyle açılan davayı; dava dilekçesinin, her şahıs adına düzenlenen ödeme emrinin ayrı bir idari işlem niteliği taşıması ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinin 1 ve 2 inci fıkralarında belirtilen tek dilekçeyle dava açılabilecek hallere uymaması nedeniyle, davacıların her ödeme emri ve şahıs için ayrı ayrı düzenleyecekleri dava dilekçeleriyle yeniden dava açmakta muhtar olmak üzere reddeden .......2. Vergi Mahkemesinin 17.9.1985 günlü ve E : 1985/435, K : 1985/332 sayılı Kararının; yükümlüler tarafından temyizi üzerine, Danıştay Dördüncü Dairesinin 28/12/1987 günlü ve E : 1986/1064, K : 1987/4132 sayılı Kararıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı genel kural olarak getirildikten sonra 2 inci fıkrasında ise, birden fazla şahsı ilgilendiren işlemden dolayı müşterek dilekçe ile dava açılabilmesinin, hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlı olduğu hükmü getirilerek, genel kurala istisna olan iki ilkeden birisinin düzenlendiği, ödeme emirlerine konu olan kamu alacağının, yükümlülerin yönetim kurulu üyesi bulundukları ...... A.Ş. nin muhtelif dönemlere ilişkin vergi borçlarından kaynaklandığı, söz konusu kamu alacağının, anılan şirketten tahsil edilmediği nedeniyle yasal temsilci sıfatını taşıyan yükümlülerden tahsili amacıyla aynı gün ve aynı takip numarasını taşıyan, dönemler itibariyle aynı miktar kamu alacağını içeren 7 adet ödeme emrinin düzenlendiğinin dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, bu durumda ihtilafa konu alacak bakımdan, alacağın niteliği, dönemlerinin aynı olması sebebiyle tek bir işlemden kaynaklanmasından dolayı aralarında maddi ve hukuki birliğin bulunduğu kuşkusuz olduğu gibi, yükümlüler açısından hak veya menfaatte iştirak unsurunun mevcudiyetinin de açık bulunduğu, bu nedenle söz konusu ödeme emirlerine karşı müşterek dilekçeyle dava açılmasında isabetsizlik olmadığı, aksi halde aynı nedene dayalı işlemlerin ayrı ayrı dava açılmak suretiyle incelenmesinin, hem gereksiz yere yargı mercilerinin iş yükünün artmasına neden olacağı ve hem de uyuşmazlıkların en az giderle ve en kısa sürede çözümlenmesine ilişkin Anayasa ilkesiyle bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın esastan incelenerek karara bağlanmak üzere bozulmasından sonra, ..... 2. Vergi Mahkemesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinin 1 ve 2 numaralı fıkralarında, tek dilekçeyle dava açılabilmesi için gerekli koşulların açıklandığı, buna göre ise birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlemden dolayı müşterek dilekçe ile dava açılabilmesinin, hak veya menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlı olduğu, olayda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca ..... A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi olan 7 ayrı kişi adına düzenlenen 7 ayrı ödeme emrine karşı müşterek imzalı tek dilekçeyle dava açıldığının görüldüğü, bu durumda ise ortada birden fazla şahsı ilgilendiren bir işlem değil 7 ayrı işlem bulunması nedeniyle, 7 ayrı şahsın 7 ayrı işleme karşı tek dilekçeyle dava açmasının anılan 5 inci madde hükümlerine uygun olmadığı gibi, her şahıs adına düzenlenerek ayrı ayrı tebliğ edilen ödeme emirleri arasında maddi birlik bulunduğundan da söz edilemeyeceği ve söz konusu borcun ödenmesinin her şahsın kendi mal varlığını ilgilendirmesi sebebiyle dava konusu işlemlerin davacıların her birinin menfaatini ayrı ayrı ihlâl edeceğinden hak veya menfaatte de iştirak söz konusu olmadığı gerekçesiyle 17. 9.1985 günlü ve E : 1985/435, K : 1985/332 sayılı Kararlarında ısrar edilmesi yolunda verilen 5.5.1988 günlü ve E : 1988/185, K : 1988/403 sayılı Kararının; tebliğ edilen ödeme emirleri arasında maddi ve hukuki birlik bulunduğu gibi, yönetim kurulu üyeleri açısından da hak veya menfaatte iştirakin söz konusu olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hâkimi : Hüseyin Çevikbaş
Danıştay Savcısı Kutay Uğur'un Düşüncesi : Israr kararı ile ilgili bulunan olayda uyuşmazlık, 7 kişinin tek dilekçe ile açtığı davada, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 5 inci maddesinde belirtilen, aynı dilekçe ile dava açılabilecek hallerin bulunup bulunmadığı hususunun saptanmasına ilişkindir.
2577 sayılı Yasa'nın 5 inci maddesinde, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı belirtildikten sonra maddenin birinci fıkrasında, ancak aralarında maddi hukuki bakımdan bağlılık olması halinde, aynı şahsı ilgilendiren birden fazla işlem aleyhine tek dilekçe ile de dava açılabileceği, 2 inci fıkrasında ise, birden fazla şahsı ilgilendiren işlemden dolayı müşterek dilekçe ile dava açılabilmesinin hak ve menfaatte iştirak ile maddi ve hukuki sebeplerde birlik bulunmasına bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda ise, .... A.Ş. ne ait vergi borcunun, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca kanuni temsilcilerden ödeme emri ile istenmesi üzerine 7 kişinin tek dilekçe ile dava açtığı anlaşılmakta olup, vergi ödevlerinin yerine getirilmeme nedenleri ile bununla ilgili olarak aranacak kasıt ve ihmal unsuru yönünden kanuni temsilcilerin durumlarının birbirinden farklı bulunması olasılığı karşısında, yukarıda yazılı 5 inci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen müşterek dilekçe ile dava açılabilecek hallerin olayda bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, vergi mahkemesinin ısrar kararında yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, Tetkik Hâkimi Hüseyin Çevikbaş'ın açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşüldü.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda yazılı ..... 2. Vergi Mahkemesinin 5.5.1988 günlü ve E : 1988/185, K : 1988/403 sayılı Kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 4.11.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.