POSTA İLE TEBLİĞ USULÜ Danıştay Dokuzuncu Daire 

Tebligatın usulüne uygun olup olmadığının ve tebliğ tarihinin saptanmasında, tebliğ belgesinin PTT idaresinde tabi olduğu kuralların da dikkate alınması gerekmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun postayla tebliğ usulü île ilgili 99. maddesinde; posta ile tebliğde tebliğ edilecek vesikanın kapalı bir zarf içinde postaya verileceği belirtilmiştir. Ancak aynı kanunun tebliğ ile ilgili hususları düzenleyen 99. ve 111. maddeleri arasında yer alan hükümlerde tebliğ vesikasının PTT idaresine verilişinden dönüşüne kadar bu idare bünyesinde tabi olacağı kurallara yer verilmemiştir. Bu kurallar 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun uygulanmasını gösteren Tebligat Nizamnamesinde açıkça belli edilmiştir. 7201 sayılı Kanunun 51. maddesinde yer alan hüküm karşısında, olaya Nizamnamenin ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Tebligat Nizamnamesinin 79. maddesinde, tebliğ edilecek evrakın çıkaran merci tarafından tevdi listesi ile birlikte PTT işletmesine tevdi edileceği, 80. maddesinin 2. fıkrasında, tebliğ evrakının kabulünü müteakip buna mahsus tevdi listesinin PTT ye ait tarih damgası ile damgalanıp imzalanarak tevdi edene verileceği ve diğer nüshasının alıkonacağı, 81. maddesinde, tevdi olunan tebliğ evrakının PTT işletmesince gidiş ve dönüşte taahhütlü muamelesine tabi tutulacağı, 82. maddesinde, kendi mıntıkasında tebliğ edilmek üzere diğer merkezlerden gönderilen tebliğ evrakım tevzi eden memurun evrakı teslim alırken tebligat defterim imzalayacağı ve 84. maddesinde ise, tebliğ memuru tebliğ evrakının tebliğden sonra evrakı aldığı merkeze iade etmesi üzerine buraca, evrak tarih damgası ile damgalanıp deftere kaydı yapıldıktan sonra tebligat çıkaran mercie iade edilmek üzere ilgili PTT merkezine gönderileceği belirtilmek suretiyle vergi dairesince PTT idaresine verilen bir tebliğ belgesinin; verilişinden dönüşüne kadar.postanelerde yapılacak işlemler gösterilmiştir. Olayda ise, dosyanın incelenmesinden, yükümlünün dava dilekçesinde, kusur cezalı Emlak Alım Vergisine ait ihbarnamelerin kendisine tebliğ tarihi olarak 20.5.1986 tarihini gösterdiği, vergi dairesine savunma dilekçesinde, ihbarnamelere ait, tebliğ tarihinin ibraz ettiği tebliğ alındısına dayanarak 17.5.1986 olduğunu beyan ettiği, ödevlinin savunmada bahsedilen tarihin ihbarnamelerin postaya veriliş tarihi olduğu ve tebliğ alındısındaki tebliğ tarihinin kendisi tarafından yazılmadığım ileri sürerek bu hususun araştırılmasın! istediği anlaşılmıştır: Ayrıca tebliğ alındısı üzerinde yalnız ....... postanesinin damgası bulunup bunun dışında bir başka posta damgası bulunmamaktadır. Bu durumda, tebliğ belgesinin üzerinde; biri geliş postanesinin, yani anılan belgenin verildiği postanenin damgası, diğeri varış postanesinin tebliğ yapıldıktan sonra vurulan tarih damgasının bulunması gerekmektedir. Bunun dışında tebliğ belgesinin postaneye verilişini kanıtlayan ve dolayısıyla veriliş tarihini gösteren tevdi listesi bulunduğu gibi, tebliğin yapılmasından sonra posta memuru tarafından tebliğ evrakının, tebliğden sonra evrakı aldığı merkeze iade etmesi üzerine tarih damgası ile damgalanıp tebligatı çıkaran idare olan vergi dairesine teslimi yapılırken bir liste düzenlenmektedir. Tebliğ belgesinin PTT idaresine tabi olacağı kurallar gözönünde bulundurularak ve ihbarnamenin tebliğine ait tebellüğ belgesinde bir tane tarih damgası bulunduğu dikkate alınarak yükümlüye tebliğ edilen ihbarnamelerin postaya veriliş tarihinden ödevlice tebellüğ edilmesinden sonra tebellüğ alındısının vergi dairesine teslim tarihinin tesbiti suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere 4. Vergi Mahkemesi karannın bozulmasına ve dosyanın bu mahkemeye gönderilmesine oybirliği ile karar verildi.