Danıştay Üçüncü Daire
Davacıya ait dükkanda emtia satışı işini yapan ve bu satışlar için belge düzenleyen oğlunun davacının yetkili adamı sayılması ve imzaladığı tutanağa itibar edilmesi gerekir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin 2. fıkrasında; bu Kanun’un 233. maddesinde yazılı perakende satış vesikaları ile sevk irsaliyesi taşıma irsaliyesi yolcu listesi ve müşteri listesi kullanmak mecburiyetinde olanların, bu belgeleri kullanmadıklarının irsaliye ve yolcu listesini ayrıca taşıtta bulundurmadıklarının tesbiti halinde kullanmadıkları, ve bulundurmadıkları her belge için 5.000, TL. özel usulsüzlük cezası kesileceği hükme bağlanmıştır. Davacının oğlu M.A.’nın imzaladığı 17.5.1986 tarihli tutanakla 1.1.1986 16.5.1986 tarihleri arasında 47 adet perakende fişi kesmediğinin saptandığı ve bu 47 fiş için 323.900, TL. tutarında 17.5.1986 tarih ve 237 no’lu fatura düzenlettirildiği anlaşılmaktadır.
Yükümlü oğlunun dükkanında satış yaptığım ve perakende satış fişi düzenleyebildiğini dava dilekçesinde kabul etmektedir. Davacıya ait dükkanda satış yapan ve yapılan satışlar için perakende satış fişi veya fatura düzenleyen kişinin davacının yetkili adamı olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Bu bakımdan, davacının yetkili adamının imzaladığı tutanağa itibar edilmesi zorunludur. Sözü edilen tutanaklar 1.1.1986 16.5.1986 tarihleri arasında açık olarak 47 adet perakende satış fişi kesilmediği saptanmış olduğundan; perakende satış fişi düzenlememekten dolayı özel usulsüzlük cezası kesilmesinde Kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
Bu bakımdan Vergi Mahkemesince açık, net ve inandırıcı bir tesbite dayanmadan ceza kesilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle cezanın terkinine karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, 2577 sayılı idarî Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davanın reddine, oyçokluğuyla karar verildi.