Danıştay Dördüncü Daire
Dış navlun hasılatı istisnasından yararlanabilmek için, navlun hasılatının taşımayı yapan kuruluş tarafından ve döviz olarak yurda getirilmiş olması şarttır. Uyuşmazlık, uluslararası nakliyecilikle uğraşan yükümlü şirketin, ihracatçı bir başka firmanın CF (mal bedeli + navlun)/teslim esasına göre ihraç ettiği malların taşınmasından elde ettiği ve kendisinin Türk Lirası olarak tahsil ettiği navlun bedelinin, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8/8. maddesinde belirtilen taşımacılık istisnasından yararlanıp yararlanamayacağı hususuna ilişkindir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 2573 sayılı Kanun'la değişik 8. bendinde; Kambiyo mevzuatı gereğince Türkiye'ye döviz olarak getirildiğinin tevsik edilmesi kaydıyla dış navlun hasılatının %20'sinin kurum kazancından indirileceği hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca taşıyıcı kurumların dış navlun hasılatı istisnasından yararlanabilmeleri için, dış navlun hasılatının bu kurumlar adına ve döviz olarak yurda getirilmesi bağlayıcı koşul olarak görülmüş olup, bu nedenle de taşımacılıkla uğraşanları teşvik amacıyla öngörülen dış navlun hasılatı istisnasında, esas amacın yurda giren döviz miktarının artırılmasına yönelik olduğu, bu nedenle de istisnanın taşıma işini yurt dışındaki firmalarla direkt olarak bağlantıya giren ve navlunu bizzat kendi adına döviz olarak yurda getiren taşımacılara uygulanacağı açıklanmıştır. Çünkü dış ülkelerle doğrudan bağlantı kurularak yapılan taşımacılıkta döviz girdisini sağlayan bizzat dış taşıma işini yapan kurum olduğu halde, ihracatçı firmanın yurt dışındaki firmalarla malın CF (mal bedeli + navlun) teslimi için ihraç bağlantısı kurması ve taşıma şirketine navlun bedelini Türk Lirası olarak ödemek üzere anlaşması halinde, yurda döviz girdisini sağlayan bizzat dış taşıma işini yapan firma olmayıp, ihracatçı firma olduğundan, taşıma işini yapanın dış navlun istisnasından yararlanması yasa koyucunun amacına uygun olmayacaktır. Olayda, yükümlü şirketin ihracatçı EksGü Uluslararası Pazarlama A.ş.'nin CF teslimi olarak Irak'a ihraç ettiği malların nakliyesini üstlendiği, bu ihraç sonunda mal bedeli ve navlundan oluşan döviz alacağının ihracatçı firma adına düzenlenmiş döviz alım bordroları ile, Türkiye'ye ihracatçı firmanın yükümlü şirketin hak kazandığı navlun bedelini, günlük kur üzerinden hesap ederek Türk Lirası olarak ödediği çekişmesizdir. Bu durumda, yurt dışı taşımacılık işini yukarıda belirtilen koşullarda gerçekleştiren şirketin elde ettiği navlun hasılatına dış navlun istisnası uygulanmasında, anılan yasa hükmü ve yapılan açıklamalar doğrultusunda, yasal olanak bulunmadığından ikmalen yapılan tarhiyatta isabetsizlik görülmemiştir. Tarhiyata uygulanan kaçakçılık cezasına gelince; uyuşmazlığa konu matrah farkının yükümlü şirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeyle saptanmış olması ve olayın yoruma açık bulunması sebebiyle, kaçakçılık kasıt ve niyetiyle hareket edilmediği sonucuna varıldığından, ancak vergi ziyanının varlığının da açık olmasından dolayı, kesilen kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesi gerekir. Bu nedenle, Vergi Dairesi temyiz isteminin kısmen kabulüne, Adana 1. Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına, vergi aslının aynen kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmek suretiyle değişiklikle onanmasına oyçokluğuyla karar verildi.