Danıştay Dördüncü Daire
Cebri icra yoluyla satılan gayrimenkulleri ihale sonucu alan kişilerin, tapuya tescilden önce gayrimenkullere malik olacaklarından olayın sair kazanç olarak vergilendirilebilmesi için, sürenin hesabında ihale tarihinin esas alınması gerekir. icra Memurluğu’nca yapılan satışa katılarak atın aldığı gayrimenkulun tapu sicilinde adına kaydedilmesinden itibaren henüz 4 yıllık süre geçmeden kamulaştırılmasına karşın, bu suretle sağladığı kazancı beyan etmediğinden söz edilerek, yükümlü adına 1979 takvim yılma ilişkin olarak re’sen takdir yoluyla salınan gelir vergisi ve mali denge vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasını; dosyanın incelenmesinden, yükümlünün 15.11.1974 tarihinde ........ icra Memurluğu’ndan cebri icra yoluyla uyuşmazlığa konu gayrimenkulu salın aldığı, sözkonusu gayrimenkulun tapuya tescilinin 10.12.1975 tarihinde icra Memurluğunun 15.11.1974 günlü ve 1975/1817 sayılı yazışı üzerine yapıldığı ve 1979 yılında kamulaştırıldığının görülmesine karşın, Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce iktisap tarihinin cebri icra yoluyla satışın yapıldığı 1974 değil tapuya tescilin yapıldığı 1975 yılı olarak kabul edildiğinin anlaşıldığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinin 4. fıkrasının gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden, 6. fıkrasının da safın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından elde edilen kazançlarla ilgili olduğu, yükümlünün gayrimenkulun Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü’nce kamulaştırılması nedeniyle bu madde hükümlerinin olayla ilgisinin bulunmadığı, anılan Kanun’un 81. maddesinin 1. bendinde ise satın alınan, inşa edilen veya trampa suretiyle iktisap olunan gayrimenkullerin alım, inşa veya trampa tarihinden başlayarak 4 yıl içinde satılmaları, trampa veya istimlak edilmeleri halinde elde edilen gelirlerin sair kazanç olarak kabul edildiği, bu nedenle gayrimenkulun iktisap tarihinin saptanmasının maddede bahsi geçen 4 yıllık sürenin hesabı yönünden önem arzettiği, Medeni Kanun’un ’gayrimenkul mülkiyetini iktisabı’ başlığım taşma 633. maddesinin ’Gayrimenkul mülkiyetini iktisap için tapu siciline kayıt şarttır. Bununla beraber işgal, miras, istimlak, cebri icra tarikleriyle veya mahkeme ilamı ile bir gayrimenkulu iktisab eden kimse tescilden evvel dahi ona malik olur. Fakat tescil merasimi ikmal edilmedikçe temliki tasarrufta bulunamaz.’ hükmün içerdiği, bu düzenleme karşısında, 15.11.1974 tarihinde cebri icra tarikiyle bu gayrimenkulü satın alan yükümlünün, bu tarihte anılan gayrimenkulun malki olduğu ve taşınmaza ilişkin hak ve yükümlülüklerin kendi üzerine geçtiği, bu sebeple gayrimenkului, iktisap tarihi olarak satışın meydana geldiği 15.11.1974 tarihini esas almak gerektiği, açıklanan tüm bu nedenlerle iktisap tarihinden itibaren 4 yıllık süre geçtikten sonra kamulaştırıldığı anlaşılan gayrimenkulden sağlanan gelirin Gelir Vergisi Kanunu’nun 81, maddesinin 1. fıkrası uyarınca sair kazanç ve irat kapsamına alınmasına olanak bulunmadığından, yükümlünün beyanname vermesinin gerekmediği ve bu nedenle olayda re’sentakdir sebebi bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle terkin eden .......... Vergi Mahkemesi’nin .............. sayılı Kararı’nın; sözkonusu gayrimenkulun, yükümlü adına tapuya tescilinden itibaren 3 yıl 9 ay 28 gün sonra arsa Ofisi Genel Müdürlüğü’ne devredilmiş olması nedeniyle, yapılan tarhiyatın yasaya uygun olduğu ileri sürülerek bozulması ve tarhiyatın aynen onanması Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce istenmiştir. Bu nedenle temyiz isteminin reddine, oybirliğiyle karar verildi.