Dairesi
Gelir Vergisi Kanunu'nun 111. maddesi uyarınca ortalama kar hadleri esasına göre yapılan tarhiyatın yargı incelemesine dayalı bir tarhiyat olarak nitelendirilemeyeceği gibi, ortalama kar hadlerine göre kar düşüklüğü izaha davet yazısının, yükümlüye tebliğ edilmesinin incelemeye başlama olarak kabul
Karar No
1987/32
Esas No
1987/25
Karar Tarihi
18-12-1987

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Gelir Vergisi Kanunu'nun 111. maddesi uyarınca ortalama kar hadleri esasına göre yapılan tarhiyatın yargı incelemesine dayalı bir tarhiyat olarak nitelendirilemeyeceği gibi, ortalama kar hadlerine göre kar düşüklüğü izaha davet yazısının, yükümlüye tebliğ edilmesinin incelemeye başlama olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Davacı adına 1980 takvim yılı için ortalama kar haddi esasına göre ikmalen salınan gelir vergisine karşı açılan davayı, 2801 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmü uyarınca ihtilaflı dönem için matrah artırımı talebinde bulunarak, artırılan matrah üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergileri süresinde ödeyen davacı hakkında yine aynı maddenin amir hüküm uyarınca ortalama kar haddi esasına göre aynı yıla ilişkin olarak tarhiyat yapılmasında kanuna uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile kabul ederek tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi'nin ........ sayılı Kararı'nın, Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararıyla, 2801 takvim yılı gelir vergisine ilişkin olarak 2801 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmü uyarınca matrah artırımı talebinde bulunarak, artırılan matrah üzerinde hesaplanan vergileri maddede örgörülen sürede ödediği ihtilafsız bulunan davacıya, ortalama kar haddi esasına göre tarhiyat yapılabilmesi bakımından izaha davet yazısının mezkur Kanun'un yürürlük tarihinden önce tebliğ edildiğinin dosyadan anlaşıldığı, Kanun'un yürürlük tarihine kadar tamamlanmamış olan bu tarhiyat işlemine yukarıda sözü edilen 5. maddenin amir hükmü uyarınca devam edilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle ortalama kar haddine göre yapılan tarhiyatın yerinde olup olmadı araştırılarak işin esası hakkında karar verilmek üzere bozulmasından sonra ortalama kar haddi esasinin Türkiye'de çeşitli aşamalardan geçtiği 26.6.1984 tarihinde kabul edilen 484 ve 485 sayılı Kanunlarla ortalama kar haddi esasinin bir bakıma oto kontrol sistemine işlerlik kazandırmak'; bir bakıma finansman kaynağı sağlamak amacıyla yeniden değiştirildiği, bu yeni sistemde idarece belirlenecek vergi matrahı beyan olunan kazanç arasındaki düşüklük nedenlerinin saptanması için mükellef nezdinde inceleme yapılmasına, düşüklük nedenlerinin bu inceleme sırasında araştırılmasına, takdir komisyonundan ayrıca karar alınmasına gerek kalmadığı, 2801 sayılı Kanun'un 5. maddesinde yer alan hükümlerin birlikte incelenmesinden zarar beyan edenlerin ve beyanname vermeyenlerin dahi kapsama alınması suretiyle maddenin geniş kapsamlı tutulduğu, maddede gösterilen miktarda artırımda bulunarak Maliye Bakanlığı'nca belirtilen sürede ödeme yapanlar için idarenin ortalama kar haddi esası veya beyanname vermeme nedeniyle re'sen vergi tarhı dahil herhangi bir tarhiyat yapmasının sözkonusu olmadığının anlaşıldığı, aynı Kanun'un 4. maddesinde, bu Kanun'un kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce başlandığı halde, Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihe kadar tamamlanamamış vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine devam edileceğinin öngörüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesinde incelemeden maksadın Ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit ve sağlamak olduğunun, 135. maddede incelemeye yetkili olanların, 139. maddesinde incelemenin yapılacağı yerin, 140. maddesinde incelemede uyulacak esasların, 141. maddesinde ise gereği halinde inceleme tutanaklarının ne şekilde düzenleneceğinin açıklandığı, 30. maddede hangi hallerde re'sen vergi tarh edileceğinin belirlendiği, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 111. maddesinde hükme bağlanan ortalama kar haddi esasına göre yapılan vergilendirme işlemlerinin bir vergi incelemesi ve takdir işlemi sayılmayacağının ortada olduğu, öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 20. maddesinde verginin tarhının, 22. maddesinde de verginin tahakkukunun tanımının yapıldığı, ortalama kar haddine ilişkin olarak yükümlülerin kazancındaki düşüklüğü açıklaması yolundaki tebliğ edilen yazıyı tarh ve tahakkuk işlemi olarak değerlendirmeye olanak bulunmadığı, bu durumda 2801 sayılı Kanun'un 5. maddesinden yararlanarak artırılan matraha isabet eden vergileri süresinde ödediği çekişmesiz olan davacı adına daha sonra ortalama kar haddi esasına göre aynı yıla ilişkin olarak tekrar tarhiyat yapılmasında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle ............. ısrar eden Vergi Mahkemesi'nin ............. sayılı kararının; 2801 sayılı Kanun'un 5. maddesinden yararlanan Davacıya, ortalama kar haddi esasına göre tarhiyat yapılabilmesi bakımından izaha davet yazısının 2801 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce tebliğ edildiği, bu durumda aynı Kanun'un 4. maddesi hükmü uyarınca incelemeye devam edilerek ortalama kar haddi esasına göre tarhiyat yapılabileceği, nitekim Maliye Bakanlığı tebliğinde de bu görüş doğrultusunda açıklamalara yer verildiği ileri sürülerek bozulması isteminin reddine ve kararın onanmasına oyçokluğuyla karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı