Danıştay Dördüncü Daire
İflasın açılmasından sonraki dönemlere ait ihbarnamelerin, iflasın açılmasıyla müflisin haklarından istifade ve hakları kullanma ehliyetinde değişiklik olmadığından, iflas masası yerine mükellefe tebliğinde yasal isabetsizlik yoktur. Vergi Mahkemesi yükümlünün bu durumunu dikkate alarak icra iflas Kanunu'nun ilgili hükümleri ve özellikle 184. maddesi hükmünden hareketle iflasın devam ettiği sürede borçluya ait bütün tebligatların masaya yapılması gereğine işaretle yükümlünün, iflasın açılmasından sonraki dönemlerle ilgili olarak yapılan cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelere karşı açtığı davayı kabul ederek tarhiyatı terkin etmiş ise de, icra iflas Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin, iflasın açıldığı sırada alacaklı durumundaki kişilerin haklarım korumaya yönelik olduğu ve iflasın açılmasıyla borçlunun tasarruf kudretinin tamamen iflas masasına kayıtlı alacakların haklarının korunabilmesi yönünden tahdit edilmiş bulunduğu hususu dikkatten uzak tutulmuştur. İflasın açılmasıyla müflisin haklardan istifade ve hakları kullanma ehliyetinde hiç bir değişiklik olmadığı, hak iktisap edebileceği ve mükellefiyet altına girebileceği, tasarruf etme haliyle mükellefiyet altına girme halinin farklı hususlar olduğu nazara alındığında yükümlünün henüz tarh safhasında bulunan ve onu borç altına sokup sokmayacağı henüz belli olmadığı gibi iflasın açılmasından sonraki dönemlere ait olduğu tartışmasız elması nedeniyle iflas masasını hiç ilgilendirmeyen vergi ve ceza ihbarnamelerinin yükümlüye tebliğ edilmesinde hukuki bir sakıncadan söz edilemeyeceği için aksi yöndeki gerekçeye dayalı mahkeme karar yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.