Dairesi
Müteahhide yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılmadığı durumlarda, eğer müteahhit elde ettiği geliri herhangi bir kesinti yapmaksızın yasal defterlerine gelir olarak kaydetmiş ve yine herhangi bir vergi mahsubu da yapmamışsa, vergi kesintisi yapmayan sorumlu idareye, vergi salınamayacağı gibi, k
Karar No
1987/2735
Esas No
1985/4943
Karar Tarihi
07-10-1987

Danıştay Dördüncü Daire

Müteahhide yapılan ödemelerden vergi kesintisi yapılmadığı durumlarda, eğer müteahhit elde ettiği geliri herhangi bir kesinti yapmaksızın yasal defterlerine gelir olarak kaydetmiş ve yine herhangi bir vergi mahsubu da yapmamışsa, vergi kesintisi yapmayan sorumlu idareye, vergi salınamayacağı gibi, kaçakçılık ya da ağır kusur cezası da kesilemez, kusur cezası kesilmesi gerekir. Vergi dairesi müdürlüğünce vergi aslı yönünden ileri sürülen iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında yerinde ve kararın bu yönden bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 344. maddesinde kaçakçılığın mükellefler veya sorumlular tarafından maddede dokuz bent halinde sayılan nedenlerden biri ile vergi ziyanına sebebiyet verilmesi olduğu belirtilmiştir. Maddenin dokuzuncu bendinde ilk sekiz bentteki haller dışında kasten vergi ziyanına sebep olunması da kaçakçılık sayılmıştır. Kaçakçılık cezası kesilmesini gerektiren eylemlerin yazılı olduğu 344. maddenin ilk altı bendinde vergi matrahım azaltacak kayıtlar yapmak sahte belge düzenlemek ve bilerek kullanmak, vesikaları tahrif etmek veya tahrif edilmiş vesikaları bilerek kullanmak, defter kayıtlarım değiştirmek, olmayan kişiler adına hesap ve muhasebe hileleri yapmak, defter sahifelerini yok etmek veya yerlerine başka sahifeler koymak, defter ve vesikaları yok etmek gibi eylem tanımlamaları yapılmıştır. Maddenin ilk fıkrasında kasten vergi ziyanına sebebiyet verilmesi, açıklaması bulunmamakla birlikte, yukarıdaki eylemlerin tümü faillerinin vergi ödememek veya noksan ödemeye yönelik iradelerine dayanan eylemler niteliğin! taşımaktadır. Maddenin 7. ve 8. bendi ile sonraki fıkralarında bu iki bende gönderme yapılarak sayılan hallerde ise, kastın varlığı kanuni karineye bağlanmıştır, ilk altı bentte yazılı haller neden gösterilerek adına ceza kesilenin, söz konuşu eylemin unsurları göz önüne alınarak, ceza kesmeye neden olan eylemin kasten, yani bilinerek ve istenerek yapılmadığım kanıtlaması koşuluyla cezanın kaldırılması mümkün olacağına göre yükümlülerin, maddenin yedinci ve sekizinci bendi ile sonraki fıkralarında kanunen varsayılan kastın yokluğunu yargı mercileri önünde kanıtlamaları imkanının ortadan kalktığı düşünülemez. Vergi matrahının Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde yazılı sebeplerle takdiri yapılarak, takdir olunan farkın, 344. maddenin sekizinci bendinde yazılı hadleri aşması nedeniyle yükümlü adına kaçakçılık cezası kesilmiştir. Yıllık beyannamelerde 1,50.000 liradan az olmamak üzere beyannamede yazılı vergi matrahının %10 unu aşan bir miktarın noksan bildirdiği, bir takdir komisyonu kararı ya da inceleme elemanı önerişi ile anlaşılan durumlarda, doğal olarak, matrah farkının bulunuş biçimi ve takdir verilerinin değerlendirilmesi ve eylemin kaçakçılık niteliği taşıyıp taşımadığının araştırılması gerekmektedir. Esasen ceza kesmeye ilişkin idari işlemin hukuka uygunluk denetiminin yapılabilmesi için de bu araştırma ve değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Yükümlünün müteahhide ödenen hakedişlerden vergi kesintisi yapmadığı, defter kayıtlarına dayanılarak saptandığı ve ödemelerin vergi tevkifatına tabi tutulmasının kanunun düzenleniş ve yorumlanış biçiminden kaynaklandığı hususları gözö nünde bulundurularak salt vergi matrahı olarak takdir edilen miktarın 150.000 lirayı ve beyannamede yazılı matrahın %10 unu aşması vergi kaybına neden olan eylemin vergi kaçırma kastıyla yapıldığım kabule yeterli olmadığı sonucuna varılmaktadır. Vergi Usul Kanununun ağır kusuru tanımlayan, mükerrer 347. maddesindeki unsurların olaya dönük değerlendirilmesi yapıldığında eylemin, sözü edilen maddenin birinci bendi dışındaki bentlerinde yazılı nitelikleri taşımadığım, sadece matrah farkı miktarının 50.000 lirayı ve beyan olunan matrahın %10'ıınu aştığı görülmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi böyle durumlarda, matrah farkının bulunuş biçimi ve takdir verileri ile takdir nedenlerinin değerlendirilmesi gerektiğinden, vergi kaybına yol açılan bu olayda yükümlünü, ağır kusur sayılan eylemlerde yasa yapıcının aradığı irade ile davranmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Vergi Usul Kanunu'nun 348. maddesinde, kaçakçılık ve ağır kusur sayılan haller dışında herhangi bir suretle vergi kaybına yol açılması kusur olarak tanımlandığı ve yükümlünün uyuşmazlık yılında vergi kaybına yol açan eylemin, yukarıda belirtilen nedenlerle kaçakçılık cezası kesilmesini gerektiren eylemlere uymadığından kararın, cezanın ağır kusura çevrilmesi yolundaki hüküm fıkrası yasaya uygun görülmemiştir. Bu nedenlerle, Vergi Dairesi Müdürlüğünün Temyiz isteminin reddine, yükümlünün cezaya ilişkin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin kararının bu yönden bozulmasına, cezanın kusur cezasına çevrilmesine, oybirliğiyle karar verildi,

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı