Dairesi
Yatırım teşvik ve yatırım indirimi belgesi alındıktan sonra, hangi yatırım indirimi oranının uygulanacağına ilişkin Bakanlık yazısının iptal davasına konu edilebileceği hk.
Karar No
1987/27
Esas No
1987/24
Karar Tarihi
27-11-1987

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

Yatırım teşvik ve yatırım indirimi belgesi alındıktan sonra, hangi yatırım indirimi oranının uygulanacağına ilişkin Bakanlık yazısının iptal davasına konu edilebileceği hk. Danıştay Dava Daireleri arasında görev ayrımı idari ve vergi mahkemelerinin görev ve yetki ayrımı ilkelerine tabi olmayıp, esasen, Danıştay'a ait olan temyiz görevinin işin daha kolay ve çabuk şekilde görülebilmesi için öngörülmüş basit bir işbölümünden ibarettir. Danıştay'ın bozma kararı üzerine vergi mahkemesinin ısrar kararı hakkındaki temyiz isteminin incelenmesi safhasında gelir ve kurumlar vergilerine ilişkin davaları çözümlemekle görevli Dördüncü Daireden bir kısım işlerin Üçüncü Daireye verilmesine Dair Başkanlık Kurulu Kararı gereği, kararı veren mahkemenin yetkisi yönünden Dördüncü Dairenin karar tarihinde bu işte görevli olmaması esası etkiler ve bozmayı gerektirir nitelikte görülmeyerek talep incelendi: 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 'idari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı' başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile, idari işlemler hakkında yetki, şekil sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır, iptal davasına konu edilebilecek idari işlemler 'Bir idari selahiyetin icrası sırasında kamu idaresinin bir organı tarafından izhar edilen irade beyanları', olarak tarif edilmektedir. Bu tarifte yer alan 'işlemin idari bir selahiyetin terası sırasında' yapılmış olması unsuru işlemin hukuki sonuç doğuracak nitelikte elmasım gerektirir, idarenin bu tür işlemleri kişiler yönünden kesin ve uyulması zorunlu niteliktedir. Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yükümlü kurumun, 1984 yılı Nisan ayı sonuna değin vereceği kurumlar vergisi beyannamesinde indirebileceği yatırım indirimi oranına ilişkin yazışı, yeni bir hukuki durum yaratmakla, kesin bir idari işlemin bütün niteliklerine sahip bulunmaktadır. Gerçekten teşvik belgesi ve buna dayanılarak düzenlenen yatırım indirimi belgesinin birleşik bir idari usulün sahalarım teşkil etmesi, diğer bir ifadeyle hazırlayıcı işlemler niteliğinde bulunması idarenin iç işlemleri olarak kabulünü gerektirmez, idari usulün son safhasını teşkil eden nihai işlemin tesisine esas olan bu kabil işlemlerin büyük bir bölümü, ilgilinin kişisel hakları veya ehliyetine etkili olurlar. Kanunla verilmiş görev gereği idarece verilen sözkonusu belgeler ve bunlarda değişiklik yapan işlemler, doğrudan doğruya hukuki sonuç doğurduklarından idarenin iç işlemi sayılabilecek istişari karar olarak nitelendirilemez. Vergi Dairesinin bu kararların alınmasında ve yatırım indirimi uygulamasında veya bu kararlarda öngörülen esas ve şartlara rağmen bir uygulama yapmaya hakkı ve yetkisi yoktur. Olayda dava konuşu yapılan, yükümlü şirketin yatırımlarında uygulanacak yatırım indirimi oranım belirten Maliye Bakanlığı yazışı ile tesis edilen işlemin; hak ve menfaati ihlal eder nitelikte kesin ve uyulması zorunlu, bu niteliği itibariyle de 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan belirlemeye uygun iptal davasına konu olabilecek bir idari işlem olduğunda kuşku duyulamaz. Öte yandan, Vergi Mahkemelerinde açılacak davaları yalnızca tarh, tahakkuk ve .tahsil safhasına ulaşmış işlemler olarak sınırlamak da mümkün değildir. Vergiye ilişkin davalar sadece bunlardan ibaret bulunmamaktadır, idarenin vergilemeden önce ya da sonra tesis ettiği bir takım vergiye ilişkin kesin ve icrai işlemlerin idari davaya konu edilmelerine engel yoktur. Bu konuda Kanunlarla Bakanlar Kurulu'na, Bakanlıklara verilen düzenleme yetkileri kullanılarak tesis edilen istisna ve muaflıklara ilişkin işlemler de idari davaya konu edilebilir. Nitekim vergi mahkemeleri ve Danıştay, bu tür düzenleyici işlemlerle bir kısım sübjektif işlemler, örneğin Merkez Sağlık Kurulunun olumsuz sağlık raporları, il ve ilçe idare Kurullarının verginin terkinine esas olan hasar tesbitine ilişkin işlemleri, yatırım indiriminden, gümrük vergisi muaflık ve taksitlendirilmesinden yararlanmak için alınması öngörülen teşvik belgeleri, uzlaşma komisyonunun uzlaşma temin edilemediği yolundaki kararları nedeniyle açılan davaları incelemişler ve incelemektedirler. Hal böyle iken, temyize konu kararda, dava konuşu işlemin; kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı; ihbarname ve ödeme emri tebliği, tahakkuk fişi düzenlenmesi, vergi tevkif edilmesi, haciz ve ihtiyati haciz uygulanması, düzeltme ve şikayet başvurularının yetkili organlar tarafından reddolunması dışında kalan işlemlerin vergi mahkemelerinde bu aşamada dava konuşu edilemeyeceğinden bahisle, davanın incelenmeksizin reddine isabet görülmemiştir. Bu nedenle Vergi Mahkemesi'nin ........ sayılı Kararının Danıştay Dördüncü Dairesi Kararı doğrultusunda inceleme yapılarak karar verilmek üzere bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek olmadığına oyçokluğuyla karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı