Dairesi
İvazsız hibe sebebiyle yükümlü adına yapılan kayıt ve tescilin, mahkeme kararı île iptal edilmesin! vergiyi doğuran olayın vukua gelmesi ile doğan verginin kaldırılması sonucunu yaratmayacağı ancak, veraset vergisi uygulamasında süresinde beyanname vermeyen yükümlülere, yazı ile beyana davet edilip
Karar No
1987/2390
Esas No
1985/3360
Karar Tarihi
02-11-1987

Danıştay Yedinci Daire 

İvazsız hibe sebebiyle yükümlü adına yapılan kayıt ve tescilin, mahkeme kararı île iptal edilmesin! vergiyi doğuran olayın vukua gelmesi ile doğan verginin kaldırılması sonucunu yaratmayacağı ancak, veraset vergisi uygulamasında süresinde beyanname vermeyen yükümlülere, yazı ile beyana davet edilip ikinci 15 günlük ek süre verilmedikçe tarhiyat yapılamayacağından, bu yasal işlemler yapılmadan re'sen takdir yolu ile matrah tespit edilerek kusur cezalı tarhiyat yapılmasında isabet bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, yükümlüye ivazsız olarak hibe edilen, bilahare hibe eden tarafından Borçlar Kanunu'nu 244. maddesine göre istirdat edilen taşınmazlar nedeniyle kusur cezalı veraset ve intikal vergisi ile mali denge vergisi salınmasından doğmuştur. 7338 sayıl Veraset ve intikal Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların, veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, 2. maddesinin (d) bendinde de ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği hükme bağlanmış, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde de, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiye bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı açıklanmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, yükümlüye hibe edilip tapuya tescil edilen taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararları ile yeniden, hibe eden adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve sözkonusu kararların Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin kararları ile onandığı anlaşılmaktadır. ' Olayda, veraset ve intikal vergisi yönünden vergiyi doğuran olay hibe edilen taşınmazların tapuya tescilleri ile vukua gelmiştir. Zira Borçlar Kanunu'nun 237. maddesinde de belirtildiği üzere, hibe işlemi, sözkonusu taşınmazların yükümlü adına tapu siciline kaydedilmesi ile tamamlanmış ve hukuki sonuç doğurmuştur. Yükümlü adına yapılan kayıt ve tescilin, olayda olduğu gibi hibeden vazgeçilmesi üzerine sonradan iptal edilmesinin, vergiyi doğuran olayın, dolayısıyla doğan verginin kaldırılması sonucunu yaratmayacağı açıktır. Ancak, dosyanın incelenmesinden olayda, yükümlüye beyana davet yazışı tebliğ edilmeden dosyanın Takdir Komisyonu'na sevk edilmesi suretiyle tarhiyata gidildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, 213 sayılı Kanunu'nu 30. maddesi uyarınca, kanuni ve ek sürede beyannamenin verilmemiş olması halinde matrahın re'sen takdir yoluyla tespiti ve ayrıca ceza uygulanması gerekmekte ise de, 7338 sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanunu'nun uygulanmasında, 213 sayılı Kanun'un 342. maddesiyle bu prensibe bir istisna konulmuştur. Veraset ve intikal Vergisi'ne ilişkin mükellefiyetlerde 342. madde, 'tahakkuk muamelesi yapılmak için' mükelleflerin yazı ile beyana davet edilmesin! ve ikinci 15 günlük ek süre verilmesini vergi daireleri için zorunlu kılmıştır. Bu duruma göre, yazı ile beyana davet edilip ikinci 15 günlük ek süre verilmedikçe tahakkuk işleminin gerçekleştirilmesi olanağı yoktur. Verilecek ikinci ek süre içinde beyanname verildiğin de, vergi ziyaı olmamış sayılacağı da maddede açıkça belirtilmiş bulunulmasına göre verilecek ikinci ek sürede beyanname verilmesi halinde vergilendirme ile ilgili ödevin zamanında yerine getirilmediğim kabul imkanı kalmamaktadır. Diğer bir ifadeyle beyanname 'zamanında' verilmiş sayılacaktır. Bu halde tarhiyata gecikme zammı uygulanamamakta, ceza da kesilememektedir. Yine bu nedenlerle, 7338 sayılı Kanun'un 'beyanname verilmemesi veya kısmen verilmesi' halini düzenleyen 15. maddesi kaldırılmış bulunmaktadır. Bu durumda, olayda re'sen takdir yoluyla matrah tespiti yoluna gidilmesi isabetsiz bulunmaktadır. Bu itibarla tarhiyatın, açıklanan gerekçe ile kaldırılması gerekirken, mahkemece, olayda vergiyi doğuran olayın ortadan kalkmış bulunduğu gerekçesiyle kaldırılmasında hukuki isabet bulunmamakta ise de bu husus kararın sonucunu etkilememektedir. Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, sonucu itibariyle yerinde olan mahkeme kararının onanmasına gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı