Danıştay Yedinci Daire
Vergi kesintisi yapmak ve Vergi Dairesi'ne yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemelerinden alıcı ve satıcıların müteselsilen sorumlu tutularak adlarına tarhiyat yapılabilmesi için aralarında bir irtibat bulunmamasının ispatlanması gerektiği, olayda vergi idaresince naylon fatura satan şahısla, safın alan tüccar arasında, naylon fatura alan tüccarla yükümlü şirket arasında bir irtibat olduğu kanıtlanamadığından yapılan tarhiyatta isabet yoktur. Uyuşmazlık, yükümlü şirketin 1986 yılının ŞubatMart ve Mayıs aylarında ............adıl şahıstan aldığı toplam 817.423.078 liralık kutlu ve prese pamuğun gerçek bir mal alış ve satışına ilişkin olup olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır. Dosyada mevcut vergi inceleme raporu ve eklerinin incelenmesinden; 31.5.1986 tarihinde .......... Polis Karakolunda ifadesi alınan ve sahte fatura düzenlenmesi olayı nedeniyle sanık durumunda bulunan ............... adlı şahsın, sözkonusu ifadesinde;Vergi Dairesi'ne mükellefiyet tesis ettirmekle birlikte, ticaretle uğraşacak sermayesinin olmadığı, vergi mükellefiyeti nedeniyle müsaadeli olarak bastırdığı faturaları isteyene para karşılığında sattığı, bu faaliyeti çerçevesinin ......,.. isimli bir şahsa da 22.2.1986 ile 18.3.1986 tarihleri arasında 230.390.393 lira tutarındaki yedi adet pamuk faturasını para karşılığı düzenleyip sattığı hususunun açıkça belirtildiği, bunun üzerine vergi inceleme elemanı tarafından, ................ isimli şahsın hesaplarının vergi incelemesine alındığı ve ................ Çırçır ve Prese A.Ş.'ne ihtilaflı dönemlerde on üç adet fatura ile toplam 817.423.078 lira tutarında kutlu ve prese pamuk satışı yapıldığı tespit edilerek, sözkonusu satışın gerçek bir mal satışı olmadığının kabulü ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinde yer alan müteselsil sorumluluktan bahisle hem .............. adına hem de yükümlü şirket adına uyuşmazlık konuşu verginin salınması yoluna gidildiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre;.................. ve ................. isimli şahısların sahte fatura düzenleyip kullandıkları sonucuna varılmaktadır. Ancak; .................'dan kutlu ve presa pamuk satın alan yükümlü şirketin de adı geçen şahıslarla bu konuda irtibatı olduğundan söz etmeğe imkan yoktur. Zira; .................'nin para karşılığında .............. adlı şahsa sattığı fatura tutarı 230.390.293 lira olup, aynı dönemde yükümlü şirketin ..............'dan satın aldığı pamuk bedeli ise 817.423.078 liradır. Bundan da anlaşılacağı üzere; ...............'in mal alışları sadece ............'den değildir. Nitekim; temyiz konuşu mahkeme kararma ekli azlık oyundan da, ekseriyet kararma iştirak etmeyen mahkeme üyesinin, ................... adına yapılan tarhiyatlara ilişkin dava dosyasında mevcut defter kayıtlarım bizzat incelediği ve adı geçen şahsın 17.3.1986 ile 25.3.1986 tarihleri arasında Vergi Dairesi'ne kayıtlı altı ayrı ticaret erbabından toplam olarak 678.552.994 liralık kutlu ve prese pamuk satın aldığı hususu tespit edilmiş bulunmaktadır. Öte yandan; yükümlü şirketin OcakŞubat ve Mart/1986 aylarında ............'dan yapmış olduğu mal alışlarının 334.117.418 liralık kısmı müstahsilden alınma imkanı mevcut olan kutlu pamuk alışlarına, geriye kalan 483.305.660 liralık kısmı da müstahsilden alınmasına imkan bulunmayan preseli pamuğa ilişkindir. Preseli pamuk, kutlu pamuğun bir fabrikada çırçırlanmış, kanaviçe ile sarılış, ve preslenerek bağlanmış ve sanayi ürünü haline getirilmiş şekli olduğuna göre çırçır ve prese fabrikası olmadığı inceleme raporuyla sabit olan .............'in preselenmiş pamuğu bir başka şahıs veya şirketten alarak yükümlü şirkete sattığı açıktır. Bu nedenle; olayda en azından 483.305.660 liralık preselenmiş pamuğun tüccardan alındığı sabit bulunduğuna göre, buna ilişkin katma değer vergisinin ödenmesinden yükümlü şirketin sorumlu tutulmasından söz etmek mümkün değildir. Yükümlü şirket ................'dan 483.305.660 liralık peseli pamuk ve 334.117.418 liralık da kutlu satın almıştır. Bu alışlarla ilgili mal bedelinin, inceleme tarihinden önce düzenlenmiş muhtelif bankalara ait çeklerle ve dediye makbuzlarıyla nakden ödendiği, şirkete girişi yapılan malı .............. Ticaret Borsası'na kayıt ettirildiği ve faturalarda katma değer vergisinin ayrıca gösterilerek kayıtlara geçildiği, yükümlü şirkete satış yapan ..............'in ise, Vergi Dairesi'nin kayıtlı mükellef olarak faaliyetini sürdürmekte olduğu ve büyük miktarlara varan alış ve satışlar yaptığı anlaşılmaktadır. ................. nezdinde yapılan vergi incelemesi sonucu, bu şahsın yükümlü şirkete sahte fatura temin ettiği veya bizzat düzenleyerek sattığı yolunda herhangi bir ifade mevcut olmadığı gibi idarece bu hususu tevsik eden yapılmış bir tespit de yoktur. Bütün bu açıklamalar sonunda; Vergi Kanunlarının uygulanmasında ve vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğuna, 213 sayılı Kanun'un 134. maddesi uyarınca da, vergi incelemesinden maksat; ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğuna göre, yükümlü şirkete mal satan .................'m hesaplarının belli bir yönden incelenmesi, yükümlü şirketin vergilendirme ile ilgili defter kayıt ve belgelerinin incelemeye alınmamış olması ve ..................... ve yükümlü şirket arasında zımmen dahi olsa, sahte fatura düzenlenmesi ve kullanılması konusunda irtibat bulunduğuna yönelik açık bir tespitin bulunmaması karşısında, Vergi Usul Kanunu'nun 11. maddesinde belirtilen müteselsil sorumluluktan bahisle, yükümlü şirketin Devlet hazinesine intikal etmeyen katma değer vergisinin ödenmesinden sorumlu tutulmasında ve bu nedenle vergilendirilmesi yoluna gidilmesinde ve Vergi Mahkemesi'nce cezalı tarhiyatın tasdikine dair verilen kararda isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.