Danıştay Üçüncü Daire
Mali istihbarat Arşivindeki bilgi ve belgeler, tek başlarına vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetlerini göstermeye yeterli değildir. Ancak olayda, vergi dairesinin yazısı üzerine ihtirazi kayıt koyulmaksızın verilen beyannamenin istihbarat fişindeki bilgileri doğrulaması sebebiyle, istihbarat fişinin tarhiyata dayanak alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde vergilendirmede, vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu açıklanmış bulunmaktadır. Her ne kadar, 'Mali istihbarat Arşivi Yönetmeliği' uyarınca, vergi ile ilgili faaliyet, muamele ve mükelleflerin servet, sermaye ve hesap durumları ile üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumlarının tayin, tespit ve kontroluna imkan sağlamak amacıyla kurulan istihbarat arşivindeki gizli bilgi ve belgelerin tek başlarına vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetlerinin ispatına yeterli oldukları düşünülemezse de; Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazışı üzerine beyanname vererek canlı hayvan ticareti dolayısıyla herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın 100.500TL.sı ticari kazanç beyan ettiği anlaşılan davacının , Hükümet Veterinerliğince düzenlenen gizli istihbarat fişinde yer alan bilgileri doğruladığının kabulü zorunludur. Bu durum karşısında; yalnızca anılan istihbarat fişlerine dayanılarak tarhiyat yapılamıyacağı gerekçesiyle davayı kısmen kabul ederek tarhiyatı değişiklikle onayan Vergi Mahkemesinin temyize konu kararında bu nedenle isabet bulunmadığı gibi, idari Yargılama Usulü Hukuku ilkelerine göre bir idari işlemin kaldırılması, değiştirilmesi veya onanması yasalarla idareye tanınmış yetkiler olup yargılama yetkisi hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı bulunan idari yargıcın, hukuka aykırılığım saptadığı idari işlemin iptaline karar verecek yerde, değişiklikle onanmasına karar vermiş, olması, idari yetki alanına bir tecavüz sonucu doğuracağından, kararda yargılama yetkisinin bu yolda kullanılması da kararı sakatlayan usulü bir hatadır. Ancak, takdir komisyonunca, Vergi Usul Kanunu'nun 75. maddeleriyle kendisine verilen inceleme, araştırma yapma yetkisi kullanılmadan ve davacının defter ve belgeleri incelenmeden nereden elde edildiği açık olmayan soyut bilgi ve verilere dayanılarak takdir edildiği anlaşılan dönem matrahına dayanılarak yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerinde bu sebeple kanuna uyarlık bulunmadığından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, alınan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Açıklanan sebeple, temyiz isteminin reddine ve Vergi Mahkemesinin sonucu itibariyle yerinde bulunan temyize konu kararının onanmasına esasta oybirliği gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.