Dairesi
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU E. 1987/7
Karar No
1987/19
Esas No
1987/7
Karar Tarihi
19-06-1987

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURULU

o ÖDEME EMRİNE İTİRAZ (Muafiyet)

o MUAFİYET (Ödeme Emrine İtiraz)

o EMLAK VERGİSİ (Muafiyet - Ödeme Emrine İtiraz - Muafiyetin İleri Sürülmesi)

Özet : Ödeme emrine ilişkin davada ileri sürülen muafiyet iddiasının incelenebileceği hakkında.

İstemin Özeti : Tahakkuk ettirilen Emlak Vergisi borcunun zamanında ödenmemesi nedeniyle düzenlenip yükümlü adına tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, yükümlünün bildirimde gösterdiği taşınmazların tarımsal üretimde kullanılan nitelikte olduğunun ve yükümlüce muafiyetten yararlanmak amacıyla beyanname verildiğinin anlaşıldığı, ihtilaflı taşınmazların Emlak Vergisi Kanununun 4/h maddesi gereğince Bina Vergisinden muaf tutulmasının gerektiği, ancak daha önce yatırılan vergilerin iadesi isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle kısmen kabul edip, düzenlenen ödeme emrini iptal eden ...... Vergi Mahkemesinin 6.11.1982 gün ve K. 1982/256 sayılı Kararının vergi dairesi müdürlüğünce temyizi üzerine Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 21.2.1984 gün ve E. 1983/4788, K.1984/1295 sayılı Kararıyla; 6183 sayılı Yasanın 58 inci maddesinin ödeme emrine itirazı tarhiyatta itiraz safhasından ayırarak itiraz nedenlerini sınırlamış bulunduğu, ödeme emrine karşı açılan davaların bu madde çerçevesinde incelenmesinin zorunlu olduğu, tarhiyata yönelik dava aşamasında ileri sürülebilecek nitelikte olan muafiyet iddiasının ödeme emrine ilişkin dava sırasında incelenmesinin yerinde olmadığı, diğer taraftan 1977 genel beyan dönemi ile 1980 genel beyan dönemindeki vergi değerleri ve miktarları farklı olduğu halde savunmada 1977 yılından itibaren miktarın 5 yıl içinde (124.521X5) lira olduğunun belirtildiği, 1980 yılı tahakkuk fişinin mükellefe tebliğ edilip edilmediğinin, böylece tahakkukun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirsiz olduğu, ödeme emri konusu 5 yıllık borcun bir kısmının ödendiği, ancak mahkeme kararında bu konularda bir açıklığın bulunmadığı bütün bu hususların incelenerek karar verilmesinin gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine; "borcum yoktur" deyiminin geniş kapsamlı olduğu, yöntemsel koşullarla sınırlandırılamayacağı, böyle bir sınırlamaya gidilmesi halinde haksız borç - alacak ilişkisinin doğacağı, 213 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında; vergi alacağının, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağının hükme bağlandığı, olayda ancak taşınmazlara ilişkin muafiyetin kalkması ile vergiyi doğuran olayın meydana geleceği, böyle bir durum oluşmadığına göre vergi alacağından söz edilemeyeceği, öte yandan bir kamu alacağının kesinleşmiş sayılabilmesi için verginin ihbarname, tahakkuk fişi veya başka bir belge ile yükümlüsüne yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesinin yerinde olmadığı, verginin kaynağının araştırılmasının ve dayanağını oluşturan uğraşın vergiye tabi olup olmadığının saptanmasının gerektiği, yasaların vergiden bağışık veya ayrık tuttuğu bir unsurun idarece vergilendirilerek her nasılsa tarh aşaması atlatılmak suretiyle kesinleştirilmesi ve bunun tahsili yoluna gidilmesi olanağını tanımanın idareyi yasaların üstünde bir yetkiyle donatmak olur biçiminde yorumlanabileceği, bu nedenle muafiyet iddiasının "borcum yoktur" kapsamında nitelendirilerek ödeme emrine karşı açılan dava aşamasında da incelenmesinin yasal ve hukuki bir zorunluluk olduğu, nitekim İşgaliye Resminin süresinde ödenmemesi nedeniyle Emekli Sandığı adına düzenlenen ödeme emrinin Danıştay Dava Daireleri Kurulunca İşgaliye Resminden muaf olduğu gerekçesiyle iptal edildiği, 1319 sayılı Kanunun 4/h maddesi gereğince ihtilaflı taşınmazların Bina Vergisinden muaf olacak nitelikte olduğu, zorunlu kovuşturma sonucu ve başka taşınmazlara ait sanılarak gerçekleştirilen vergilerin bir kısmının ödenmiş olması yükümlünün bildirdiği taşınmazlara muafiyet uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, yatırılan vergilerin iadesi istemine gelince, yatırılan vergilerin bir kısmı için dava açma süresinin geçmiş olması, bir kısmının ise dönem itibariyle ödeme emri ile istenen kamu alacağı ile ilgisinin bulunmaması nedeniyle doğrudan doğruya vergi dairesine başvurulmasının gerektiği gerekçesiyle bozma kararına uymayarak ilk kararında ısrar eden ..... Vergi Mahkemesinin 6.6.1984 gün E. 1984/292, K. 1984/446 sayılı Kararının; Emlak Vergisi Kanununun 4/h maddesinin olaya uygulanabilmesi için taşınmazların zirai istihsalde kullanılması şartının olduğu, mahkemenin gerekli araştırmayı yapmadan sadece beyannamedeki bilgilere göre ihtilaflı taşınmazların üretimde kullanılan niteliklere sahip olduğu kanaatine vardığı, yükümlünün bu iddiasını ispat etmesinin gerektiği, düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğu iddialarıyla bozulması istemine ilişkindir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hâkimi : Ayper Göktuna

Danıştay Savcısı Erdoğan Anlı'nın Düşüncesi : Uyuşmazlık; yükümlünün 1977 ve 1980 dönemlerinde emlâk vergisi beyannamesinde gösterdiği ahır, bakıcı evi, garaj, kümes, balık gölü, civcivlik gibi taşınmazların emlâk vergisi daimi muafiyetinden yararlandırılmayarak tahakkuk ettirilen emlâk vergisinin ödeme emri ile istenilmesinden doğmuştur.

Dosyanın tetkikinden, yükümlünün ödeme emrinin iptali için dava açtığı, Vergi Mahkemesince, yükümlünün muafiyetten yararlanma istemi yerinde görülerek, davanın kısmen kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, Danıştay Dokuzuncu Dairesince, ödeme emrine itiraz aşamasında vergi muafiyeti iddiasının incelenemiyeceği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu, bozma kararına uyulmayarak önceki kararda direnildiği anlaşılmaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasında, mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği, ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, davanın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği hükme bağlanmıştır.

Temyiz konusu Vergi Mahkemesi kararı ile Danıştay'ın bozma kararına uyulmayarak önceki kararda ısrar edildiği anlaşıldığından, anılan madde uyarınca Dosyanın görevli "Vergi Dava Daireleri Kurulu"na gönderilmesi icap eder.

Uyuşmazlığın esasına gelince;

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun "Daimi muaflıklar" başlığını taşıyan 4 üncü maddesinin (h) bendinde, Zirai istihsalde kullanılmak şartıyla makine ve alet depoları, zahire ambarları, samanlıklar, arabalıklar, ağıllar, ahırlar, kümesler, kurutma mahalleri, böcek haneler, serler (seralar) ve benzeri binalarla işçi ve bekçi bina kulübe ve barakalarının kiraya verilmemek şartıyla daimi olarak emlak alım vergisinden muaf bulunduğu hükme bağlanmıştır.

Vergilendirme konusu ahır, bakıcıevi, garaj, kümes, civcivlik anılan madde hükmüne göre açıkca vergiden muaf bulunduğu halde, bina vergisi tahakkuk ettirilmek suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 118 inci maddesinin 3 üncü bendi hükmüne giren vergi mevzuunda hata yapılmıştır.

Vergilendirme hataları ise, 6183 sayılı yasanın 58 inci maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden, "borcum yoktur" kapsamına sokularak incelenebilir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle yerinde görülen direnme kararının onanması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Tetkik Hâkimi Ayper Göktuna'nın açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü :

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan ........ Vergi Mahkemesinin 6.6.1984 gün ve E. 1984/292, K. 1984/446 sayılı Kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Kurulumuzca da uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına 19.6.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı