Danıştay Dördüncü Daire
Alıcı ve satıcının karşılıklı menfaatlerinin bulunduğu durumlarda, alıcıların faturada yazılı tutarın üzerinde ödeme yapmadıklarına ilişkin ifadelerine itibar edilmez. 1972 yılında inşaatına başlanıp 1974 yılında tamamlanan apartman dairelerinin satışından elde ettiği kazancı noksan bildirdiği gerekçesiyle yükümlü adına re'sen takdir yoluyla yapılan tarhiyat uyuşmazlık konusudur. inceleme raporu ve eki tutanakların incelenmesinden satış faturalarında yazılı meblağların toplamı ile belgelere göre inşaat maliyeti arasındaki farkın zarar beyanım gerektireceğim ortaya koyduğu anlaşılınca bazı dairelerin satış bedellerinin önce faturada yazılı miktar kadar kaydedilmesine rağmen daha sonra faturalara bağlı kalınmaksızın daha yüksek miktarlarda yazılması suretiyle defter kayıtları düzeltilerek bir miktar kar oluşturulduğu anlaşılmış olup, bu durumu defter ve belgelerin sağlıklı bir vergi incelemesine imkan vermeyecek derecede usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihtiicaca salih bulunmadığım ortaya koyduğundan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30/4. maddesi uyarınca matrahın re'sen takdiri yoluna gidilmesinde yasaya aykırılık görülmemiştir. inceleme raporuna ekli tutanaklarda, bir miktarda peşin alınarak vadeli satıldığı sabit olup, dairelerin alıcılarının bilgisine başvurulabilenler faturada yazılı miktardan daha fazla para ödemediklerini bildirmişler ise de: daire bedellerinin düşük beyan edilmesinde alıcı ve satıcının karşılıklı menfaatleri olması gerçeği karşısında bu ifadelere dayanılarak açıktan kazanç sağlanmadığı düşünülemez. Kaldı ki; konut fiyatlarının diğer bölgelere göre 35 kat fazla olan bir yörede bulunan kaloriferli, sıcak sulu ve bazı daireleri dublex olan apartmandan yapılan daire satışlarına ilişkin faturalardaki miktarların; aynı yerde aynı nitelikteki daire fiyatlarından düşük olduğu görüldüğü gibi, bankaya tahsile verilen senetlerin değeri ile üzerinde ipotek tesis ettirilen bazı dairelerin ipotek bedellerinin faturada yazılı meblağlardan çok fazla olduğu inceleme raporu ile saptanmıştır. Bu durumda, inceleme elemanınca, ön ve arka dairelerden ikisinin emlak alım vergisi yönünden takdir edilen rayiç değerleri done kabul edilerek belirlenen fiyatlarının ortalamasının da altında bir miktarın esas alınması suretiyle satış bedetlerinin gerçeğe yakın bir biçimde saptanması yoluna gidilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı gibi, takdir komisyonunca önerilenden biraz fazla da olsa emsallerine göre takdir edilen matrahta da isabetsizlik görülmemiştir. . Temyiz isteminin bu nedenlerle kabulüne oybirliğiyle karar verildi.