Danıştay Dördüncü Daire
Besicilik faaliyeti zirai kazanç olduğundan sağlanan kazanca ortalama kar haddi uygulanması mümkün değildir. Yükümlünün faaliyetinin besicilik olduğu dosyada bulunan beyanname ve ekleri ile vergi dairesi cevap dilekçelerinden ve bu dilekçeler ekinde bulunan tarh evraklarından açık bir şekilde anlaşılmakta olup, bu husus taraflar arasında da çekişmesiz bulunduğu gibi yükümlüce sözknousu faaliyetin şeker fabrikasından alınan kredilerle yapıldığı ve kredi ile satın alınan hayvanların 8 ay kadar bakılıp kilolandırıldıktan sonra yine aynı işletmeye satıldığı ileri sürülmesine karşın, bu iddianın aksi Vergi Dairesi’nce tespit ve tevsik edilmemiştir. Sözkonusu kredilerin yalnızca tarımsal faaliyette bulunanlara verildiği ve zirai kredi niteliğinde olduğu hususu da, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin amaçlarım ve faaliyet konularım belirleyen Ana Sözleşmesi’nin 4. maddesinde kesin bir şekilde belirtilmiştir. Bu durumda yükümlünün besicilik faaliyetinin yapılış biçimi ve özelliği itibariyle zirai faaliyet olduğu kuşkusuz olup Gelir Vergisi Kanunu’nun zirai kazanç hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi zorunludur. Yükümlünün yıllık beyannamesinde elde ettiği kazancım ticari kazanç olarak beyan edip ortalama kar haddi föyünü doldurmuş bulunması faaliyetin niteliğinin değiştirilerek ticari kazanç olarak vergilendirmeye neden olamaz. Yükümlünün faaliyetinin zirai faaliyet olması sebebiyle beyannamesinde gösterdiği gelirinin doğruluğunu sağlamaya yönelik oto kontrol sistemi Gelir Vergisi Kanunu’nun 112. maddesiyle getirilen asgari zirai kazanç esası olduğundan, ortalama kar haddi esasına göre tarhiyat yapılmasına yasal olanak yoktur. Bu nedenledir ki, çekişmeli dönemde uygulanan ortalama kar hadleri cetvelinde de besicilik faaliyetine sözkonusu esas içinde yer verilmemiştir. Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin kabulüne, Eskişehir 1. Vergi Mahkemesi kararının bozularak kaçakçılık cezalı tarihiyatın re’sen terkinine oyçokluğuyla karar verildi.