Danıştay Üçüncü Daire
Satışların gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olanlara yapılması ve bunların belgelerinin de karşıt incelemeye uygun olması halinde, ortalama kar haddi esasına göre tarhiyat yapılamaz. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2361 sayılı Kanunla değişik 111. maddesinde, kısmen veya tamamen perakende satış yapan ticaret erbabı ile imalatçıların gösterdikleri gayrisafi kazançların, Vergi Usul Kanununa göre tesbit olunan ortalama kar hadlerinin perakende satılan emtianın maliyet bedeline uygulanması sonucunda bulunacak miktarlara göre düşük elması ve düşüklük sebeplerinin izah olunamaması halinde, beyan edilen gayrisafi kazançlar yerine bu suretle bulunan miktarların ikmalen vergi tarhına esas tutulacağı, bu maddeye göre tarhiyat yapılabilmesi için, tesbit olunacak farkın on bir lirayı aşması ve tespit edilen bu farklılık nedeniyle mükelleften izahat talebi edilmesine rağmen mükellefin süresi içinde izahat vermemiş olmasının veya verdiği izahatın yeterli görülmemesinin şart olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden davacının satışlarının tamamının faturalı olduğu; faturaların Vergi Usul Kanununun fatura nizamına ilişkin hükümlerine uygun olarak düzenlendiği anlaşılmış bulunmaktadır. Her ne kadar, Vergi Dairesi' Müdürlüğü, satışların gerçek usulde gelir vergisi mükelleflerine yapılmamış olması nedeniyle düzenler satış faturalarının karşıt incelemeye elverişli bulunmadığından bahisle davacının bu yoldaki izahatım yeterli görmemiş ise de, satış faturalarının incelenmesinden faturalarda satış yapılan şahısların açık adreslerinin de yer aldığı anlaşıldığından bu şahısların ifadesine başvurulmak suretiyle faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tesbiti her zaman mümkün olduğu cihatle, davacının izahatının bu sebeple yeterli görülmemesi üzerine ortalama kar haddi esasına göre yapılan tarhiyat işleminde isabet bulunmamaktadır. Açıklanan sebeplerle, davacının temyiz isteminin kabulü ve Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliği ile karar verildi,