Danıştay Dördüncü Daire
Vakfa ait gayrimenkullerin devamlı olarak kiraya verilmesinden elde edilen gelirin ticari bir iktisadi işletme geliri olarak vergiye tabi tutulması gerekir. Uyuşmazlık, vakfa ait gayrimenkullerin kiraya verilmesinden elde edilen gelirin kurumlar vergisine tabi olup, olmadığı hususuna ilişkin bulunmaktadır. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin (D) bendinde ve vakıflara ait veya bağlı olup 4. maddede yazılı şartları haiz bulunan işletmeler ile aynı mahiyetteki yabancı işletmelerin dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunun olay tarihinde yürürlükte olan sözkonusu 4. maddesinde belirtilen şartlar ise faaliyetin devamlı olması, birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalmasının yanı sıra, bunların kazanç gayesi gütmemeleri, faaliyetin Kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin bulunmaması hususlarının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği şeklindedir. Anılan Kanun'un 13. maddesinde Kurumlar Vergisi Kanunu'nun birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı yazılıdır. Türk Ticaret Kanunu'nun 12. maddesine göre de ticari şekilde işletilen müesseseler ticari işletme sayılmaktadır. Bütün bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden vakfa ait gayrimenkullerin devamlı olarak kiraya verilmesinden elde edilen gelirin ticari bir iktisadi işletme geliri olarak kurumlar vergisine tabi tutulması gerektiği sonucuna varıldığından salınan kurumlar vergisinde yasal isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak matrah farkının oluşumu gözönüne alındığında yükümlüye, kasıt izafesi mümkün olmadığından kesilen kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin onanmasına oyçokluğuyla karar verildi.