Danıştay Dördüncü Daire
Emekliye ayrılması nedeniyle, emekli ikramiyesi ve aynı zamanda kıdem tazminatı alanların her ikisine ait istisnadan yararlanması olanağı yoktur. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 'müteferrik istisnalar' başlıklı bölümünde yer alan ve hangi tazminat ve yardımların vergiden istisna edilmiş olduğunu belirleyen 25. maddesinin 3. bendinde, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz olan emekli sandıklarınca kendilerine zat aylığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veya statüleri gereğince verilen emekli ikramiyelerinin, 7. bendinde ise, 1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamının gelir vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Madde metninin incelenmesinden anlaşılacağı üzere, emeklilik ikramiyesine ilişkin istisna ile kıdem tazminatı yönünden getirilen istisna hükümleri aynı maddenin farklı bentlerinde düzenlenmiş olmakla birlikte ayrı ayrı düzenlenen bu istisna hükümlerine konu olan ikramiye ve tazminatın aynı kişi tarafından elde edilmesi hali öngörülmemiş ve böyle bir durumda istisna hükmünün uygulanması yönünden ne gibi bir değişiklik olacağı konusunda bir kural konulmadığı gibi, ikramiye ve tazminattan, tutarı fazla olanın vergiden istisna edilip diğerinin tamamının vergilendirileceği yolunda bir hükme de yer verilmemiştir. Hal böyle olunca iki ayrı gelir unsuru yönünden ayrı ayrı olmak üzere yasayla getirilen istisna hükümlerinin bir bölümünün idari tasarruflarla yok sayılarak aksi yönde işlem yapılmasına yasal yönden olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, Anayasa'dan kaynaklanan bir vergi hukuku kuralı olan vergilerin yasallığı ilkesi ve bu ilkenin doğal neticesi olarak vergi hukukunda kıyas yasağının geçerli elması yönünden, kanun hükmüyle getirilen istisna hükmünün, kıyas noktasına varan idari yorumla bertaraf edilmesi sonucunu doğuran bir anlayışla, davacının aldığı emekli ikramiyesinin vergiden müstesna tutulup, kıdem tazminatının ise 7. bentte öngörülen istisna hükmünden yararlandırılmaksızın tamamının vergilendirilmesi yolunda tesis edilen dava konuşu işlemde isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle dava konuşu işlemin iptaline oybirliğiyle karar verildi.