Danıştay Yedinci Daire
6183 sayılı Kanun'un 13/3. maddesine dayanılarak yapılacak ihtiyati haciz işleminde, 3. fıkrada sayılan ihtimallerin var olup olmadığı takdiri idareye bırakıldığından, mahkeme bu fıkradaki hallerin somut belgelerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz işlemin! iptal edemez. Bu hallerden birinin ihtimal olarak olayda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir. 6183 sayılı Yasa'nın 13. maddesi 'ihtiyati haciz aşağıdaki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en bu, yük memurun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, derhal tatbik olunur' hükmünü amir olup, bu maddenin 3. fıkrası da 'Borçlu kaçmışsa veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri varsa' hükmünü içermektedir. ' ihtiyati haciz amme alacağının teminat altına alınması amacıyla getirilmiş bir tedbir olduğundan ve yukarıda anılan Yasa'nın 13/3. maddesinde yeralan, borçlunun malları kaçırması veya hileli yollara sapmasının ihtimal dahilinde olması hali ihtiyati haciz uygulaması için yeterli sebeptir. . Sözü edilen madde hükmünde hangi hallerde borçlunun kaçması, mallarım kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimallerinin varlığının kabul edileceği belirtilmediğinden ihtimallerin var olup olmadığının takdiri idareye bırakılmıştır. idarenin takdir yetkisi içinde kalan tasarruflarında belli sebepler göstererek işlem tesis ettiğinde, idari yargı organlarınca bu sebeplerin var olup olmadığı, var olması halinde, böyle bir işlem yapılmasına yeterli sayılıp sayılmayacağının araştırılması gerekir. Olayda idarece ihtiyati haciz uygulanmasının nedeni, yükümlüden istenen kamu alacağının yüksek miktarda olmasından dolayı borçlunun kaçması mallarım kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalinin varlığına, yükümlünün teminat göstermek koşulu ile bu haczin kaldırılmasını isteme hakkına sahip olduğu halde bu yola başvurmaması da iyi niyetli olmadığım göstermesine dayandırılmaktadır. Gerçekten mal varlığı borcunu karşılamayan kişilerin kaçması mallarım kaçırması ve hileli. yollara sapması ihtimali artacağından bu tür kişilerden alacaklı olanların alacaklarım teminat altına alıcı işlemlere başvurması doğaldır. Mahkeme, yükümlünün kaçması, mallarım kaçırması ve hileli yollara sapmasının somut belgelerle kanıtlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haczi iptal etmiştir. Somut belgelerle kanıtlama, meydana gelen olaylar için sözkonusu olur. Oysa madde hükmünde kişilerin kaçması, mallarını kaçırması, hileli yollara sapmasından değil, ihtimalinden söz edilmiştir. ihtimal kelime anlamıyla olabilirliktir. Bir olayın olabilmesi şansı varsa ihtimalin varlığım kabul zorunludur. Kaldı ki borçlunun ihtiyati haciz sırasında kaçmaya, mallarım kaçırmaya, hileli yollara başvurmaya teşebbüs edici hareketlere başvurmamış olması, ilerde bu yollara başvurmayacağı anlamına gelmez. Bu nedenle davanın kabulüne yukarıdaki açıklamalar gözönünde tutularak yükümlünün kaçması, mallarını kaçırması, hileli yollara başvurması ihtimallerinin bulunup bulunmadığı araştırılarak bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.