Danıştay Yedinci Daire
Mükellefin kanuni ve ek süre geçtikten sonra ve VUK 371. maddesi uyarınca hakkında ihbar ve inceleme bulunmaksızın, kendiliğinden pişmanlık dilekçesiyle ve matrah göstermeksizin beyanname vermesi ve beyannamesinin gerçeğe uygun olması halinde, yükümlü ile ilgili olarak re'sen takdir yoluna gidilmeyerek pişmanlık hükümlerinden yararlandırılması gerekmektedir. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 47. maddesinde yükümlülerin 1 ay içindeki vergiye tabi işlemlerini beyanname ile ertesi ayın 15. günü akşamına kadar istihsalin yapıldığı yer Vergi Dairesi'ne bildirmek zorunda oldukları öngörülmüş ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 1. bendi ile de vergi beyannamesinin kanuni süre sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde verilmemiş olması re'sen takdir sebebi sayılmıştır. Kanunda yazılı süre içinde beyannamenin verilmesi halinde, yükümlüler yukarıda belirtilen hükümlerle kendilerine yüklenen (beyanname verme) görevini zamanında yerine getirmiş olacaklarından, haklarında bu nedenle re'sen takdir yoluna gidilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu'nun 371. maddesinde yazılı pişmanlık ve İslah hükümleri de Vergi Kanunları'na aykırı kasıtlı veya hatalı davranışlarım dilekçe ile birlikte kendiliğinden Vergi idaresi'ne haber verenlere uygulanacak olan kuralları içermekte olup bunların arasında, pişmanlık hükümlerinden, sadece beyannamelerinde matrah gösteren yükümlülerin faydalanacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan, matrah göstererek beyanname veren yükümlü ile zarar beyan eden veya matrahsız beyanda bulunan yükümlü arasında herhangi bir fark yoktur. Zira, verilecek beyannamelerin, bu üç halden herhangi birisini kapsaması kanunen mümkün ve geçerlidir. Önemli olan husus beyannamede gösterilen durumun gerçeğe uygun olmasıdır. Ayrıca zamanında beyanname verdiği halde zarar beyan eden veya vergiye tabi matrah bulunmadığı yolunda beyanda bulunan yükümlüler hakkında sırf bu nedenle re'sen takdir hükümleri uygulanmadığı halde, bu durumda olmakla birlikte zamanından sonra verilmiş olmasına rağmen pişmanlık hükümleri uyarınca kanun koyucu tarafından zamanında verilmiş sayılan matrahsız beyannameler dolaysıyla re'sen takdire gitmek, kanun koyucunun sonradan pişmanlıkla verilen beyannamelerin zamanında verilmiş sayılması yolundaki amacına da ters düşer. Bu sebeple pişmanlık dilekçesiyle birlikte matrahsız beyanname veren yükümlüler hakkında diğer re'sen takdir sebepleri bulunmadıkça hem beyannamenin zamanında verilmiş sayılması, hem de matrahın re'sen takdiri yoluna gidilmesi olanağı yoktur. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddine kararın onanmasına oybirliğiyle karar verildi.