Danıştay Yedinci Daire
Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu, yönetim kurul üyeliğine seçildikleri tarihten itibaren başlar. Seçilmeden önceki dönemler için muafiyet belgesi alınmamış olması nedeniyle salınan vergi ve kesilen cezalardan, yönetim kurulu üyelerini sorumlu tutmak mümkün değildir. Sınırlı Sorumlu .......... Kilim imalatçıları Küçük Sanayi Kooperatifinin 19661969 yılları kaçakçılık cezalı gider vergisi borcu nedeniyle yönetim kurulu üyesi olduklarından bahisle şahsi gayrimenkulleri üzerine uygulanan haciz işleminin iptali talebiyle açtıkları davayı, uyuşmazlığın çözümünün kooperatifin vergi ve ceza borçlarının tahsili maksadıyla yönetim kurulu başkan ve üyelerinin şahsi gayrimenkulleri üzerine haciz konulup konulamayacağının belirlenmesine dayalı bulunduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 155. maddesinde yönetim kurulu kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifi yöneten ve onu temsil eden icra organı olarak tanımladığı, Vergi Hukuku yönünden tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin sorumluluğunu düzenleyen 213 sayılı VUK'nun 10. maddesinde tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağının, öngörüldüğü, 33. maddede 10. madde hükmünün cezalar hakkında da uygulanacağının belirtildiği, diğer taraftan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 3. maddesinde amme borçlusu veya borçlu deyiminin amme alacağım ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilcilerim ifade ettiği belirtildikten sonra 62. maddesinde borçlusu mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tesbit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul mallar ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklardan amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağının hükme bağlandığı, bu hükümlerin birlikte incelenmesinden yönetim kurulunun kooperatifin kanuni temsilcisi olduğu, temsilcilerin üzerine düşen ödevleri kasıt ve ihmalleri ile yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından kısmen veya tamamen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevlerim yerine getirmeyenlerin varlığından alınacağı, bunların amme borçlusu gibi takip ve gerekirse gayrimenkulleri üzerine haciz konulabileceğinin anlaşıldığı, olayda kooperatifin 19661969 yılları vergi ve ceza borcunun ödenmemesi nedeniyle tebliğ edilen ödeme emrine vaki itirazın itiraz komisyonunca reddedilmesine rağmen ödenmemesi ve kooperatif varlığının borcu karşılayamaması sebebiyle vergi dairesince vergi ve cezanın ilgili bulunduğu dönemde yönetim kurulunda görev alan davacıların gayrimenkullerine haciz konulduğu, şu hale göre kooperatif varlığından alınamayan amme alacağı için alacağın doğduğu 19661969 yıllarında yönetim kurulunda başkan veya üye olarak görev yapanların gayrimenkulleri üzerine haciz konulmasında isabetsizlik bulunmadığı' gerekçesiyle reddeden Vergi Mahkemesi kararının ve ..............'nin 16.4.196920.5.1971............'nin ise 8.12.196920.5.1971 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliğinde bulundukları bu nedenle 19661969 yılları arasındaki kooperatife ait bütün vergi borçlarından sorumlu olamayacaklarım, diğer taraftan VUK'nun 10. maddesinde sözü geçen kasıt ve ihmal halinin hangi sebebe dayandırıldığının anlaşılamadığı, bu hususun kararda tartışılamadığı ileri sürülerek bozulması isteminden ibarettir. 213 sayılı VUK'nun 10. maddesinde tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin kasıt ve ihmalleriyle yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmış olup, aynı yasanın 333. maddesinin 2. fıkrasında da tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi sorumluluğu hakkındaki bu kanunun 10. maddesi hükmünün vergi cezaları hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan 6762 sayılı TTK'nun 489. maddesinde kooperatif şirketlerin idare meclisi azalarıyla müdürlerinin vazife ve mesuliyetleri anonim şirketlerdeki hükümlere tabi olduğu belirtilmiş olup, anonim şirketlerdeki idare meclisi azalarının sorumluluğunu düzenleyen 346. maddesinin 5. bendinde ise gerek kanunu gerek esas mukavelenin kendilerine yüklediği vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmaması halinde idare meclisi azalarının müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmıştır. Nitekim 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 55. maddesinde yönetim kurulunun kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organı olduğu belirtilmiştir. . Yukarıda anılan yasa hükümlerinden kooperatif yönetim kurulu üyelerinin kooperatife a it vergi borçlarından sorumlu olmaları için kasıt ve ihmalin bir arada bulunmasına gerek olmadığı, bunlardan birinin bulunmasının sorumluluk için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri tarihten itibaren başlayacağından, seçilmeden önceki dönemler için muafiyet belgesi alınmamış olması nedeniyle salınan cezalı vergiden yönetim kurulu üyelerim sorumlu tutmak mümkün değildir. Dosyadaki belgelerden temyiz isteminde bulunanların vergi borcunun ilgili olduğu 1966, 1967 1968, 1969 yıllarına ilişkin cezalı vergi borcunun tamamı için uygulanan haciz işleminde isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile yükümlülerin yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları dönemler tesbit edilerek buna göre yeniden bir karar verilmek üzere vergi mahkemesi kararının bozulmasına, oyçokluğu ile karar verildi.