Danıştay Dördüncü Daire
Noter satış vaadi sözleşmelerinin sahteliği veya geçersizliği yolunda bir tesbit bulunmadan satıcı ifadeleri, maddi delil veya kanuni ölçü olarak kabul edilemez. Dava dosyasının incelenmesinden yükümlünün ortağı bulunduğu kooperatifin arsa alımlarının tamamının noter senedine ve bonolara dayandığı, ikmalen tarhiyat yapılan matrah farkının ise satıcıların ifadelerine dayanılarak bulunduğu anlaşılmaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 29. maddesinde ikmalen vergi tarhı; her ne şekilde olursa olsun bir vergi tarhedildikten sonra bu vergiye ilişkin olarak meydana çıkan ve maddi delillere veya kanuni ölçülere dayanılarak miktarı tesbit olunan bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin tarh edilmesidir şeklinde tanımlanmış ancak maddi delillerin neler olduğu belirtilmemiştir. Genellikle matrah farkı yükümlünün şahıslarla olan ilişki ve muamelelerine dayanılarak tesbit edilmektedir. Bazı durumlarda bu ilişki ve muameleleri doğrulayıcı belge bulunmadığından delil olarak ilişkide bulunulan şahısların ifadelerine itibar edilmektedir. Olayda ise yükümlünün başkanı ve ortağı bulunduğu kooperatif için satın alınan arazi alımlarının tamamı noterde yapılmış satış vaadi sözleşmelerine ve bonolara dayandığı söz konuşu sözleşmelerde arazilerin toplam bedelleri ile m2 fiyatı, peşinat olarak ödenen bedeller ile bonolu ödenecek bedellerin tesbit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan arazi sahiplerinin dosyada çeşitli ifadeleri mevcuttur. Söz konuşu arazi sahiplerinin noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri ile çelişen ifadelerini inceleme elemanına verdikleri daha sonra ise yine noterde verdikleri ifadelerde inceleme esnasında verdikleri ifadelerinin aksine kooperatif kayıtlarım doğrular nitelikte beyanlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi noter satış vaadi sözleşmeleri ortada iken ve bu belgelerin sahteliği veya geçersizliği yolunda da bir tesbit bulunmadan satıcı ifadelerinin maddi delil veya kanuni ölçü olarak kabul edilmeleri düşünülemiyeceğinden aksi gerekçelerle verilen mahkeme kararında yasaya uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, mükellef isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.