Danıştay Dördüncü Daire
Beyanname verilirken kar/zarar cetvelinin eklenmemiş olması re'sen takdiri gerektirmez. VUK'nun 30. maddesinin 2365 sayılı kanunla değişik ikinci fıkrasında, madde devamına altı bent halinde sayılan nedenlerin varlığında, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelerle veya kanuni ölçülere dayanılarak tesbitinin mümkün olmadığı kabul edileceği, (2) işaretli bentte de vergi beyannamesinin kanuni veya ek süreleri içinde verilmekle beraber vergi matrahına ilişkin 'bilgilerin gösterilmemiş olması takdir sebebinin varsayıldığı durumlar arasına alınmıştır. Ancak bu hükme dayanılarak vergi salınması, 30. maddesinin üçüncü fıkrasında, takdir komisyonu tarafından mükellefe onbeş günden az olmamak üzere süre verilerek matraha ilişkin bilgileri vermeye ve kanuni defterlerin! ibraza çağırılması şartına bağlanmış ve defter ve belgeler ihticaca salih olmak koşuluyla, bu çağrıya uyarak belgeleri sunan yükümlüler için takdir olunacak matrahın, defter kayıtlarına göre saptanacak miktardan fazla olamayacağı kuralına yer verilmiştir. Olayda, 1981 takvim yılma ilişkin beyannamesini yasal sürede veren ve zarar eden .yükümlünün, beyannamesine kar/zarar cetvelinin eklenmemiş olması, VUK'nun 30/2. maddesi kapsamında sayılmış ve uyuşmazlığa yol açan tarhiyat yapılmıştır. ...... nolu takdir komisyonunun .......... günlü ve ........ sayılı karannın incelenmesinden komisyonca yükümlünün defter ve belgelerin ibraza çağrılmadığı, kararda genel ve soyut anlatımlarla matrah takdiri yapıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava dilekçesinin tebliği üzerine vergi dairesi müdürlüğünce verilen 25.11.1983 günlü savunmada dairelerince ve takdir komisyonunca matraha ilişkin gerekli incelemelerin yapıldığına değinilmişse de, dosyaya bu konuda sunulmuş her hangi bir kanıt bulunmamaktadır. Dışsatım uğraşısı nedeniyle mükellefiyet kaydı bulunan yükümlünün, aldığı teşvik belgesine dayanılarak süresinde dışsatım yapamadığı, bu nedenle aldığı banka kredisinin faizleriyle birlikte yükümlüden tahsili yoluna gidildiği, TC Merkez Bankası idare Merkezine hakkında müeyyide uygulanması talimatı verildiği ve malvarlığı üzerine konulan hacizler nedeniyle işyerini tahliye ederek; faaliyetini bırakmak zorunda kaldığı, bu durumu da vergi dairesi müdürlüğünün bilgisine sunduğu dosyadaki belgelerden anlaşılmıştır. Yükümlünün ihtilaflı dönemde beyannamesinde bildirdiği zararı ortadan kaldıracak nitelikte kazanç sağladığına ilişkin vergi idaresince yapılmış bir tesbit bulunmaksızın temyiz olunan kararda yazılı gerekçeyle tarhiyatın onanması yasaya uygun bulunmamıştır. Bu nedenle, vergi mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.