Danıştay Dördüncü Daire
Takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahatı içermeyen komisyon kararma göre salınan vergi ve ceza terkin edilecektir. 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. bendinde, vergi mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğu hükme bağlanmıştır. Davacı vergi ve ceza ihbarnamelerini 16.2.1983 tarihinde tebellüğ etmiş, dava dilekçesi 17.3.1983 tarihinde mahkeme kalemine gelmiştir. Şubat ayının davanın açıldığı yılda 28 gün olduğu dikkate alındığında davanın 30 günlük süre dolmadan açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, vergi dairesinin davanın süresinde olmadığı yolundaki defi yerinde görülmemiştir. Davacının, gelir (muhtasar) vergisi beyannamesini 21'3 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun pişmanlık hükümlerine göre verdiği, pişmanlık şartlarım yerine getirmediğinden vergi dairesince takdir komisyonuna başvurulduğu, davacının boyanma göre tahakkuk ettirilen vergiyi 2431 sayılı Kanundan yararlanmak suretiyle ödediği, takdir komisyonu kararlarına göre davacı adına boyanma göre tahakkuk ettirilen verginin mahsubu suretiyle re'sen tarhiyat yapıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Davacı muhtasar beyannamesini pişmanlık dilekçesiyle birlikte vermiş olmakla beraber şartlarım yerine getirmediğinden, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi gereğince olayın takdire sevkedilmesi yerindedir. Beyan edilen vergi ve cezaların 2431 sayılı Kanundan yararlanmak suretiyle ödenmiş olması takdir sebebinin varlığım ortadan kaldırmaz. Ancak, takdir komisyonu kararında takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat bulunması, sözü edilen Kanunun 31. maddesinin açık hükümleri gereği olduğundan, mezkur kararlarda gösterilen müstenidatın ve verilen izahatın vergi matrahının tesbit ve teşekkülünü ispat edici ve inandırıcı nitelikte olması gerekmektedir. Davacının beyanının gerek emsallerine ve gerekse diğer dönemlerde beyan ettiği stopaj matrahlarına göre düşük bulunduğu ve gerçek ödemenin ne olabileceği yolunda bir araştırma ve tesbit yapılmadan "mevcut evrak üzerinde yapılan inceleme neticesinde mezkur süre zarfında ücret stopaj matrahının (4.967) lira olarak kabul ve takdirine" denilmek suretiyle ve mevcut evrakların ne olduğu matrah tesbitine elverişli olup olmadığı yolunda hiçbir açıklama yapılmadan, soyut bir gerekçeyle matrah takdir edilmesinde isabet görülmemiştir. Gerek vergi dairesince ve gerekse takdir komisyonunca davacının daha fazla işçi çalıştırdığı ve beyanından fazla ödeme yaptığı yolunda hiçbir tesbit yapılmadan, takdir edilen matrah üzerinden davacı beyanı mahsup edilerek aradaki fark üzerinden kaçakçılık cezalı tarhiyat yapılması, yasalara aykırı olmuştur. Sonuç olarak, davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, oybirliğiyle karar verildi.