Danıştay Dördüncü Daire
Kaçakçılığa iştirak cezası bir vergi aslına bağlı değildir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 338. maddesinde iştirak eylemi nedeniyle ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek şartıyla birden fazla kişi kaçakçılık yaptıkları veya kaçakçılığa teşebbüs sayılan fiilleri irtikap ettikleri veya doğrudan doğruya beraber işlemiş oldukları takdirde herbiri hakkında, iştirak ettikleri suçlar için bu kanunda yazılı cezaların uygulanacağı öngörülmüştür. Mahkeme kararında, yükümlü kurum adına iştirak ettiği saptanan kaçakçılık eylemi için kesilen ceza hakkında; bu cezanın bir vergi aslına bağlı olmadığı gözönüne alınarak, 2801 sayılı Yasa'nın uygulanması suretiyle esasa ilişkin olarak karar verilmesine gerek bulunmadığı hüküm altına alınmıştır. Temyiz başvurusunun çözümü iştirak nedeniyle kesilen cezanın vergi aslına bağlı sayılıp sayılamayacağının belirlenmesine bağlıdır. Vergi Usul Kanunu'nun iştirakle ilgili 338. maddesinde kaçakçılık, hileli vergi suçu veya bu suca teşebbüs halinde kalmış eylemlere ayrı ayrı maddi menfaat gözetmek koşuluyla katılma halinin varlığında asli faile uygulanması gereken cezanın bu eyleme katılan hakkında da uygulanması öngörülmüş olup, aynı Yasa'nın 358. maddesinde yazılı eylem nedeniyle 360. maddesinde vergi idaresince bir verginin ziyaa uğratılmış olup olmadığına bakılmaksızın hürriyeti bağlayıcı ceza, ticaret, sanat ve meslek icrasından mahrumiyet gazete veya başka yayın araçlarıyla duyuru gibi cezalara da hükmolunabileceği belirtildiğinden iştirak eyleminin bir vergi aslına bağlı olmadığı 338. maddedeki göndermenin sadece asli fail gibi ceza sorumluluğu getirdiği ve uygulanacak cezanın tümünü ya da miktarım belirlemek bakımından, yapılmış olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Yükümlü adına kesilen kaçakçılık cezası yasaya aykırı bulunmamaktadır. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.