Danıştay Dördüncü Daire
Müflis olan murisin vergi borcundan dolayı mirasçılar, açıkça mirası reddetmemiş olsalar bile, sorumlu tutulamazlar. Uyuşmazlık, müflis olan murisin vergi borcunun varislerden istenip istenemeyeceği hususuna ilişkindir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde, ölüm halinde mükellefin ödevlerinin mirası reddetmemiş mirasçılara geçeceği, Medeni Kanunun 545.maddesinde ise ölüm anında terekenin borca batık olduğu şayi ve sabit olursa mirasın reddedilmiş olacağı hükme bağlanmıştır. Mirasın açıkça reddedilmediği halde kendiliğinden iktisabı prensibinin istisnasını oluşturan Medeni Kanunun bu hükmü uyarınca mirasın açıkça reddi isteminin üç ay içinde yapılması gerektiği yolundaki kuralın aksine, bir mirasçının yukarıda öngörülen hükme dayanarak mirası hükmen reddetmiş sayılabilmesi bir süre ile kısıtlı bulunmamakla birlikte herhangi bir uyuşmazlık halinde, ölüm anında terekenin borca batık olması nedeniyle mirası reddetmiş sayılacağı definde bulunan mirasçının olması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay'ın süregelen içtihatları ile de bu şekilde kabul edilmektedir. Olayda, muris M.A.'nın iflasına ve iflasın açılmasına İstanbul Asliye 1. Ticaret Mahkemesinin 26.4.1983 gün ve 1960/436 esas sayılı kararı ile karar verilerek müflisin tasfiye işlemlerine İstanbul 2. iflas Memurluğunun 1963/62 sayılı dosyası ile başlanıp işlemlerin halen sürdürülmekte olduğu, anılan iflas memurluğunun dosyada mevcut 6.8.1981 günlü yazısından anlaşıldığı ve bu durumda 17.6.1975 gününde ölen murisin ölüm anında hükmen müflis olduğu mirasçılarca kanıtlanmış olduğundan, müflis murisin vergi borçlarından mirasçıların sorumlu tutulmasında ve müflis muris adına düzenlenen ihbarnamelerin mirasçılara tebliğinde yukarıda anılan yasa hükümlerine uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile itiraz Komisyonunun .kararının bozulmasına, salınan verginin kaldırılmasına oybirliğiyle karar verildi.