|
|
|
Dairesi
Ödenmesi gereken kıdem tazminatı için pasifte karşılık ayrılamaz.
|
|
Karar No
1984/1583
|
|
Esas No
1983/1491
|
|
Karar Tarihi
11-04-1984
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
Ödenmesi gereken kıdem tazminatı için pasifte karşılık ayrılamaz. 1980 takvim yılma ilişkin ihtirazı kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden salınan vergiyi onayan mahkeme kararının yükümlü kurumca bozulması istenilmektedir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinde kurum kazancının tesbitinde hangi indirimlerin yapılmasının kabul edilemiyeceği, yedi bend halinde sayılmış ve 5 numaralı bentte de, dar mükellefiyete tabi kurumların ana merkezin veya Türkiye dışındaki şubelerin giderlerine veya zararlarına katılmak üzere ayrılan payların kurum kazancının tespitinde kabul edilmeyecek indirimler olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm nedeniyle milli pazarlama payı olarak. ödenen ve ana merkezin yaptığı reklam, tanıtım, haberleşme ve rezervasyonlar karşılığım oluşturduğu ileri sürülen ve hasılatın % 1,2’sinden ibaret olan miktarın matrahta bırakılması zorunludur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 288. maddesinde hangi zararlar için bilançonun pasifinde karşılık ayrılabileceği ve bu karşılıkların kayıtlı değerleriyle pasifleştirilerek değerlendirileceği belirtilmiştir. Bu madde de, ’ hasıl olan veya usulü beklenen fakat miktarı katiyle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyeti arzeden belli bazı zararları karşılamak amacıyla hesaben ayrılan meblağlar’ karşılık olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu doğmuş veya doğması beklenen ve miktarı kesin olarak saptanamayan her türlü zarar için karşılık ayrılmasını öngörmemiştir. Bilançonun pasifinde karşılık ayrılmak suretiyle ve mukayyet değerleriyle pasifleştirerek değerlenebilecek zararların teşebbüs sahibi yönünden borç niteliği taşıması gerekmektedir. Gelecek yıllarda ödenmesi ihtimali bulunan kıdem tazminatlarının, Vergi Usul Kanunu’nun 288. maddesinde değinilen türden bir borç niteliğini taşıdığı düşünülemez. 1475 sayılı Kanun’la değiştirilen 14. madde bu Kanun’a tabi işçilerin hizmet akitlerinin; işveren tarafından ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler dışında feshi, işçi tarafından bildirimsiz fesih hakkının kullanılarak feshi, muvazzaf askerlik hizmeti, yahut da işçinin bağlı bulunduğu kanunla kurulu kurum veya sendikalardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla feshi nedeniyle işçiye kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır. Hizmet sözleşmesinin ne zaman ve hangi nedenle sona ereceği ve kıdem tazminatı almaya hak kazanıp kazanmayacağı belli olmayan işçi için, bir takvim yılı sonu itibariyle hesaplanan kıdem tazminatının, bu nedenlerle işveren tarafından borç niteliği taşıdığım kabule olanak yoktur. Vergi Usul Kanunu’nun 323/4. maddesinde veresiye üzerine geniş müşteri kitlesiyle muamelede bulunan tüccarların şüpheli alacak ortalamasını, son hesap döneminde aynı mahiyetteki alacaklara uygulamak suretiyle ayıracakları miktarlar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği öngörülmüşse de, bu madde hükmüne göre karşılık ayıracak tüccarların esasen işlemlerinin veresiye üzerine olması, arızi olarak peşin ödeme ile çalışması amaçlanmış olup, temyiz başvurusunda bulunan dar mükellef otel işletmesinde bu niteliğin varlığından söz etmek mümkün değildir. Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, esasta ve gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|