Danıştay Dördüncü Daire
Pişmanlıkla verilen beyannamelerde, pişmanlık hükümlerinin yerine getirilmemesi re'sen takdiri gerektirir. Ancak, takdir olunan matrahın, mükellef beyanının aynı olduğu durumlarda, kaçakçılık cezası değil kusur cezası uygulanması gerekir. Olayda mükellef, süresi içinde vermediği muhtasar beyannamelerin, Vergi Dairesi'nin bildirimi üzerine, pişmanlıkla Vergi Dairesi'ne vermiştir. Beyanname verilmeyiş nedenine ilişkin yazı mükellefe tebliğ olunduktan sonra verilen beyannameye ilişkin pişmanlık talebi kabul edilmemiş ve re'sen takdir yoluyla belirlenen matrah üzerinden kaçakçılık cezalı vergi salındığı anlaşılmıştır. Yapılan tarhiyatı onayan Vergi Mahkemesi karannın bozulma istemiyle de dava temyiz edilmiştir. Tarhiyatla ilgili olarak, dosyada yer alan belgelerin incelenmesinden, mükellefin, pişmanlıkla beyan ettiği gelir dışında bir gelirinin olup olmadığı hususunun araştırılmadığı ve olayın takdire şevki sonucunda, beyan olunan kazancın dönem matrahı olarak takdir edildiği ve verginin de süresinde ödendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, mükellefin vergi kaçırma kasdinin bulunduğundan sözedilemeyeceğinden, kusurlu bir davranışla vergi ziyaına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, kesien kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.