Danıştay Dördüncü Daire
Ölenin mirasçıları tarafından düzenlenen servet beyannameleri nedeniyle mirasçılar adına tarhiyat yapılabilecektir. Yükümlü tarafından babasının 21.6.1972 tarihinde ölümü üzerine. 1.1.1972 ile 21.6.1972 dönemi için verilen beyannameye ek servet bindirimi ile 31.12 1971 günü itibariyle babası tarafından verilen servet bildiriminin mukayesesi sonucunda bulunan servet artışı üzerinden babası adına salınarak yükümlüye tebliğ edilen ihbarnamelerde yazılı gelir ve mali denge vergisi ile kesilen kusur cezasına yapılan itiraz üzerine. itiraz komisyonunca vergi ve ceza ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş ve bu karar vargı dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Bulunan servet artışının, baba L.N.'nın 1971 takvim yılı sonu itibariyle düzenlediği servet beyannamesinde yazılı olmayıp, mirasçısı tarafından 1.1.1972 ile 21.6.1972 dönemine ait servet beyannamesinde gösterilen ve alacaklı görünen kişinin alacaklı olmadığına ilişkin anlatımı nedeniyle gerçek bir borç olmadığı anlaşılan 250.000 lira ile bu son dönemle ilgili gelir vergisi beyannamesi üzerinden tahakkuk eden gelir ve mali denge vergilerinin borç yazılmasından doğan 11.698,80 liradan oluşan borç kaydının kabul edilmemesinden doğduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12. maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin. mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçeceği hükme bağlanmış. 164. maddesinde ölümün işi bırakma hükmünde olduğu ve ölüm dayının mirası reddetmemiş mirasçılar tarafından vergi dairesine bildirileceği öngörülmüştür. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun yıllık beyannamenin verilmesini düzenleyen 92. maddesinin ikinci fıkrasında yazılı olup, ölüm halinde yıllık beyannamenin ölüm tarihinden başlayarak dört ay içinde verilmesini öngören hükmü ve 213 sayılı yasanın yukarıda sözü geçen 12 ve 164. maddeleri gereğince mirasçı tarafından verilen beyanname üzerinden hesaplanan servet artışından dolayı uygulanan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin mirasçı adına düzenlenmesi gerekmektedir. Vergi Usul Kanununun 8. maddesinin son fıkrasında, bu kanunun müteakip maddelerinde geçen mükellef tabirinin, vergi sorumlularım da kapsadığı şeklinde ifade edilen kural uyarınca, muris adına uygulanan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin alınması itiraz ve temyiz ya da bugün yürürlükte bulunan 2577 sayılı Yasa hükümlerine göre dava, itiraz ve temyiz yollarına başvurma bakımından mirasçının hak ve ödevlerinin varlığından söz edilebilir. Kaldı ki aynı hükmün sonucu olarak, böyle bir durumda uygulanan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerde mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçıların adinin yazılması veya genel olarak murisin mirasçıları kavramının yazılı olması, Vergi Usul Kanununun 108. maddesinde hükme bağlanan esaslı şekil hatalarından da sayılmaz. Ölüm olayından sonra uygulanan tarhiyatla ilgili ihbarnamelerde murisin veya mirasçının adinin yazılması, Vergi Usul Kanununun 108. maddesinde ihbarnamelerin esaslı şekil hataları dışında hukuki kıymetlerini kaybetmeyecekleri hükme bağlandığından. ihbarnamenin iptaline ilişkin kararda yasaya uygunluk bulunmamıştır. Bulunan servet artışı, mirasçı tarafından Gelir Vergisi Kanununun 92. maddesi hükmü uyarınca verilen ser/et beyannamesinden doğduğundan ve iki beyan arasındaki farkın gerçek dışı olduğu saptanan borç ile beyanname üzerinden tahakkuk eden gelir ve mali denge vergilerinden ileri geldiği, bu vergiler servet beyanı yönünden beyannamenin kapsadığı dönemi ilgilendirmediğinden ve bulunan artışın 193 sayılı Yasanın 115. maddesi doğrultusunda beyannameyi veren mirasçı tarafından izahı mümkün bulunduğundan servet farkının bu esaslara göre vergi matrahı olarak kabulünde yasaya aykırılık yoktur. Vergi Usul Kanununun 372. maddesinde ölüm halinde vergi cezalarının düşeceği hükme bağlanmışsa da, vergi kaybına yol açılmasına neden olan eylem, mirasçı tarafından yapıldığından Gelir Vergisi Kanununun 115. ve 213 sayılı Yasanın 348. maddesi uyarınca vergi ziyanına neden olan mirasçıdan, salınan vergilerin %50'si oranında kusur cezası istenmesinde de yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle, itiraz komisyonu kararının bozulmasına tarhiyatın onanmasına oybirliğiyle karar verildi